Ebül-Hayr Fârûkî

Ebü’l-Hayr Fârûkî hazretleri, Hindistan’ın büyük velîlerindendir. 1856 (H.1272) senesinde Delhi’de doğdu. Dedesi, büyük âlim Abdullah-ı Dehlevî’nin halîfesi Ahmed Saîd-i Fârûkî’dir. Küçük yaşta Mekke ve Medine’ye giderek buralarda ilim tahsilini tamamladı ve tekrar Delhi’ye döndü... 

“DİN BİLGİLERİNİ ÖĞRENİNİZ!”
Bu mübarek zat, Abdullah-ı Dehlevî dergâhına yerleşerek, insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlatmaya başladı. Ebü’l-Hayr Fârûkî, sohbetlerinde sık sık şöyle nasihat ederdi:
“Ey aziz! Fırsat ganîmettir. Hadîs-i şerîfte; (Sonra yaparım diyenler helâk oldu) buyuruldu.”
“Din bilgilerini öğreniniz. Geliş gidişlerinizde, oturup kalkmalarınızda, kısaca her vakit, kalbinizi Allahü teâlâyı anmak ve hatırlamakla meşgul ediniz. Böylece dâimâ Allahü teâlâyı anma ve hatırlama hâli, melekesi hâsıl olur.”
“Musibet ve sıkıntı zamanlarında sabırlı olunuz. Böyle vakitlerde Allahü teâlâyı anmakla meşgul olmak kalbe rahatlık verir. Allahü teâlâyı çok anınız. Bu dünyâya gelen bir gün mutlaka buradan göç edecektir. Saâdetli o kimsedir ki, tövbe edip zikr ile meşgul olarak vefât eder.”
“Tâatler, ibâdetler için çok gayretli olunuz. Kıymetli ömür sermâyesini zâyi etmeyiniz. Sıkıntı ve kederden kendinizi uzak tutunuz. Gıybetten ve yalan söylemekten çok sakınınız. Kötü huylardan sakınmakta çok gayret ediniz.”
“Uzun emel, uzun arzular ile kıymetli vaktinizi zâyi etmeyiniz. Kötü düşüncelerden kalbinizi uzak tutunuz. Vesveselerden, boş düşüncelerden zihninizi temizleyiniz. Her gün belli bir vakitte Kur’ân-ı kerîm okuyunuz. İyilerin yolu budur. Dünyâ gam ve kederinde kalmak, eline dünyâlık geçmedi diye üzülmek, akıllıların işi değildir. Dünyâlık için üzülmekten ele ne geçer? Zamânı iyi işlerde harcamak gerekir. Ticâret ve zirâat iyi işlerdendir. İhlâsla Allahü teâlâyı anmak en büyük nîmettir.”

BEDENİN VE KALBİN SIHHATİ
“Bedenin sıhhati şu üç şeye bağlıdır: İyi gıdâ, vücutta bozuk zararlı bir madde bulunmaması ve zararlı şeylerden uzak durmak. Kalbin sıhhati ise şunlara bağlıdır: 1) Sâlih amel; kalbin ve rûhun gıdâsıdır. 2) Kin, kibir gibi kötü ahlâktan sakınmak; bunlar bedendeki bozuk maddeler gibidir. 3) Günahlardan sakınmak.”
Ebü’l-Hayr Fârûkî hazretleri, vefat etmesine yakın buyurdu ki: 
“Mânevî perdelerin, kalp gözünün açılması, herkese nasîb olmaz. Allahü teâlâ bunu dilediğine ihsân eder. Allahü teâlânın lütuf ve ihsânına kavuşmadıkça, bu saâdet, pazu kuvveti ile ele geçmez.”

Toplam Görüntülenme: 1139

Yayın tarihi: Cumartesi, 10 Temmuz 2010

Bunları okudunuz mu?