Ebû Bekr bin Haddâd

Ebû Bekr bin Haddâd rahmetullahi aleyh, Şafiî fıkıh âlimi, muhaddis ve kadıdır. 264 (m. 878) yılında Mısır'da doğdu. Seksen yaşlarında iken hacdan dönüşünde hastalanıp, Mısır'a girerken, 345 (m. 956) senesinde vefât etti. Vefat etmeden kısa bir zaman önce buyurdu ki: 

Hadis-i şerifte, (Başkalarına gösteriş için namazını güzel kılan, yalnız olduğu zaman böyle kılmayan, Allahü teâlâyı tahkîr etmiş olur) ve (Dünyada riyâ ile ibâdet edene, kıyâmet günü, ey kötü insan! Bugün sana sevap yoktur. Dünyada kimler için ibâdet ettin ise, sevaplarını onlardan iste denir) ve (Allahü teâlâ buyuruyor ki: Benim şerîkim yoktur. Başkasını bana şerîk eden, sevaplarını ondan istesin. İbâdetlerinizi ihlâs ile yapınız! Allahü teâlâ, ihlâs ile yapılan işleri kabûl eder) buyuruldu... İbâdet, Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için yapılır. Başkasının muhabbetine, ihsânına kavuşmak için yapılan ibâdet, ona tapınmak olur. Allahü teâlâya ihlâs ile ibâdet etmemiz emrolundu. Hadis-i şerifte, (Allahü teâlânın birliğine îman edenden ve namazı ve zekâtı ihlâs ile yapandan Allahü teâlâ râzı olur) buyuruldu. 

Resûlullah Mu'âz bin Cebel'i, Yemen'e vâlî olarak gönderirken, (İbâdetlerini ihlâs ile yap. İhlâs ile yapılan az amel kıyâmet günü sana yetişir) ve (Dünyada haram edilmiş olan şeyler mel'ûndur. Ancak Allah için yapılan şeyler kıymetlidir) buyuruldu. 

Dünya nîmetleri geçicidir. Ömürleri pek kısadır. Bunları ele geçirmek için dînini vermek ahmaklıktır. İnsanların hepsi âcizdir. Allahü teâlâ dilemedikçe, kimse kimseye fayda ve zarar yapamaz. İnsâna Allahü teâlâ kâfîdir. Allahü teâlâdan korkmalı, Onun rahmetinden Ümidi kesmemelidir. Ümit, recâ, korkudan çok olmalıdır. Böyle olanın ibâdetleri zevkli olur. Gençlerde korkunun daha fazla olması, ihtiyârlarda recânın daha fazla olması lâzımdır denildi. Hastalarda recâ fazla olmalıdır. Korkusuz recâ ve recâsız korku câiz değildir. Birincisi emîn olmak, ikincisi Ümitsiz olmaktır. Hadis-i kudsîde, (Kulumu, beni zannettiği gibi karşılarım) buyuruldu. Zümer sûresindeki elliüçüncü âyet-i kerimesinde meâlen, (Allah bütün günahları affeder. O gafûrdur, rahîmdir) buyuruldu. Bunlardan, recânın fazla olması lâzım geldiği anlaşılmaktadır. (Allah korkusundan ağlayan, Cehenneme girmez) ve (Benim bildiğimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız) hadis-i şerifleri de, havfın, korkunun fazla olması lâzım geldiğini göstermektedir. 

Toplam Görüntülenme: 826

Yayın tarihi: Pazar, 03 Şubat 2013

Bunları okudunuz mu?