Muhammed ibn-i Cemâ'a

Muhammed ibn-i Cemâ'a hazretleri, Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinin büyüklerindendir. 749 (m. 1349)'da Medine'nin Kızıldeniz'deki iskelesi Yenbu şehrinde doğdu. 819 (m. 1416)da Kâhire'de vefât etti. Vefatından kısa bir zaman evvel bir dersinde buyurdu ki: 

Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem), kabrinde, bilinmeyen bir hayat ile diri olduğunu bildiren çok hadis-i şerif vardır. (Kabrim başında söylenen salevâtı işitirim. Uzaktan söylenen salevât bana bildirilir) ve (Bir kimse, kabrim başında bana salevât okursa, Allahü teâlâ bir melek gönderip, bu salevâtı bana bildirir. Kıyâmet günü ona şefaat ederim) hadis-i şerifleri, meşhûr altı kitapta yazılıdır. 

Bir Müslüman, dünyada iken tanıdığı bir Müslümanın kabri yanına gidip selâm verse, kabirdeki kimse, selâm vereni tanır ve cevap verir. İbni Ebiddünyanın haber verdiği hadis-i şerifte, Müslüman meyyitin, selâm vereni tanıdığı ve sevindiği ve cevap verdiği haber verilmektedir. Tanımadığı mevtâlara selâm verirse selâma sevinerek cevap verirler. Sâlihler ve şehitler selâm vereni tanır ve cevabını verir de, Resûlullah tanımaz olur mu? Gökte güneş her tarafa ışık saldığı gibi, Resûlullah, bir anda her yerde söylenen selâmlara, o anda cevap verir. Bir hadis-i şerifte, (Vefâtımdan sonra da, diri iken olduğu gibi işitirim) buyuruldu. 

İbrâhîm bin Bişar ve Seyyid Ahmed Rıfâ'î ve daha nice velîler, Resûlullaha verdikleri selâmın cevabını işitmişlerdir. Resûlullah efendimizin, Kabr-i saadetlerinde, bilinmeyen bir hayatla diri olduğu ve selâmları işitip cevap verdiği, aklî ve naklî delîller ile isbât edilmiştir. Mîraç gecesi, Resûlullahın, Mûsâ aleyhisselâmı, kabrinde namaz kılarken gördüğünü de, bildirmiştir. 

Âişe-i Sıddîka'nın "radıyallahü anha" haber verdiği bir hadis-i şerifte, (Hayber'de yediğim zehirli etin acısını duymaktayım. O zehirin tesîri ile, ebher [aort] damarım şimdi çalışmayacak hâle geldi) buyuruldu. Allahü teâlânın, insanların en üstünü olan Muhammed aleyhisselâma, peygamberlikle birlikte şehitlik derecesini de vermiş olduğunu bu hadis-i şerif göstermektedir. 

İmrân sûresinin yüzaltmışdokuzuncu âyetinde meâlen, (Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayınız! Onlar Rablarının yanında diridirler. Rızklandırılmaktadırlar) buyuruldu. Allah yolunda zehir yedirilen o büyük Peygamberin, bu âyet-i kerimede bildirilen şerefli derecenin en üstünde bulunduğu şüphesizdir. 

Toplam Görüntülenme: 762

Yayın tarihi: Salı, 29 Ocak 2013

Bunları okudunuz mu?