Ziyâeddîn Bernî

Ziyâeddîn Bernî hazretleri, Hindistan’ın meşhûr velîlerinden olup, Hâce Nizâmüddîn-i Evliyânın talebesidir. Hocasına yakın olmak nîmetine kavuşan seçilmişlerdendi. Gıyâspûr şehrinde otururdu. 1285 (H.684) senesi civârında doğup, 1357 (H.758)de vefât etti. Vefatından kısa bir zaman buyurdu ki: 

Allahü teâlâ ve Peygamberi, müminlere merhamet ettikleri için, bazı işlerin nasıl yapılacağı, Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açık bildirilmedi. [Açıkça bildirilse idi, öylece yapmak farz ve sünnet olurdu. Farzı yapmayanlar günaha girer, kıymet vermeyenler de kâfir olurdu. Müminlerin hâli güç olurdu. ] Böyle işleri, açık bildirilmiş bulunanlara benzeterek işlemek lâzım olur. Din âlimleri arasında, işlerin nasıl yapılabileceğini, böyle benzeterek anlayabilenlere, (Müctehid) denir. Müctehidin, bir işin nasıl yapılacağını anlamak için, son gayreti ile uğraşarak görüşüne, doğruya en yakın zannına göre amel etmesi, kendine ve ona uyanlara vâcib olur. Yâni, âyet-i kerimeler ve hadis-i şerifler, böyle yapmayı emretmektedir... 

Müctehid, bir işin nasıl yapılacağını anlamaya çalışırken yanılırsa, günah olmaz. Sevap olur. Uğraşmasının sevabını kazanır. Çünkü, insana gücü, kuvveti yettiği kadar çalışması emrolundu. Müctehid yanılırsa, çalışması için bir sevap verilir. Doğruyu bulursa, on sevap verilir. Eshâb-ı kirâmın hepsi büyük âlim, yâni müctehid idiler. Bunlardan sonra gelenler arasında, ilk zamanlar ictihâd yapabilecek büyük âlim çok idi. Bunların her birine nice kimseler uyardı. Zamanla, bunların çoğu unutularak, Ehl-i sünnet içinde, yalnız bu dört mezhep kaldı. Sonraları, olur olmaz kimseler çıkıp da, müctehidim diyerek, bozuk fırkalar çıkarmamaları için, Ehl-i sünnet, bu dört mezhepten başka mezhebe uymadı... 

ÎTİKADLARI AYNI... 

Dört mezhebin îtikadı bir olduğundan, birbirine yanlış demez, bid’at sahibi, sapık bilmezler. Doğru yol, bu dört mezheptedir deyip, her biri kendi mezhebinin doğru olmak ihtimali daha çoktur bilir. İctihâd ile anlaşılan işlerde, İslâmiyetin açık emri bulunmadığı için, bir adamın mezhebi yanlış olup da, diğer üç mezhepten birisinin doğru olmak ihtimali var ise de, herkes (Benim mezhebim doğrudur, yanlış olmak ihtimali de vardır ve diğer üç mezhep yanlıştır, doğru olmak ihtimali de vardır) demelidir. Böylece, haraç, sıkıntı olmadıkça, bir işi bir mezhebe göre, başka bir işi de başka mezhebe göre yaparak, dört mezhebi karıştırmak câiz olmaz... 

Toplam Görüntülenme: 890

Yayın tarihi: Salı, 04 Eylül 2012

Bunları okudunuz mu?