Muhammed bin Abdullah

Muhammed bin Abdullah rahmetullahi aleyh, Yemen evliyâsının büyüklerindendir. 743 (m. 1342)’de Hadramût’ta Türeym denilen yerde vefât etti. Bu mübarek zat, sohbetlerinde buyurdu ki: 

Ali Rodbârî hazretleri bir şiirinde: “Her uzvumun bir dili olsa, bununla, verdiğin ni’metler için (Rabbim) sana şükretsem, bu benim şükrümün çok olmasından ziyâde, senin ni’met ve ihsânının arttığını gösterir. Çünkü, ni’metlerine şükretmeyi nasîb etmen de bir ni’mettir” buyurdu. 

Ebû Eyyûb hazretleri buyurdu ki: “Tevekkül, bedeni kulluğa, kalbi Allaha çevirmek ve yetecek kadar rızka râzı olmaktır.” 

İbn-i Mesrûk: “Tevekkül, tecelli eden kadere ve hükme teslim ve râzı olmaktır” buyurdu. 

Zünnûn-i Mısrî hazretleri: “Rızâ, kaderin tecellileri, acıları karşısında, kalbin sürûr içinde olmasıdır” buyurdu. 

Büyüklerden biri: “Zikir, gafletten kurtulmaktır. Gafleti ortadan kaldırdığın zaman sussan da zikirdir” buyurmuştur. 

Cüneyd-i Bağdadî hazretleri: “Muhabbet, kalbin meylidir” buyurdu. Bu sözün mânâsı; Muhabbet: Kulun kalbinin, tekellüfsüz (zorlamadan) Allahü teâlâya ve O’na âit olan şeylere yönelmesidir. Bir başka zât, “Muhabbet muvafakattir” buyurdu. Bu sözün mânâsı: Allahü teâlânın emrettiği şeylere itaat etmek, menettiği şeyleri terk etmek, hükmüne ve takdîrine râzı olmak demektir. Bir başka zât da, “Muhabbet; sevdiğin her şeyini, sevdiğine feda etmendir” buyurmuştur. 

Sehl-i Tüsterî hazretleri buyurdu ki: “Kim Allahü teâlâyı severse, hayat onun yaşadığı hayattır.” Bu sözün mânâsı; böyle yaşayanın hayatı hoş olur. Çünkü, ister sıkıntı, ister ferahlık olsun, sevgiliden gelen her şey sevene lezzet verir demektir. “Kim Allahü teâlâyı severse, O’nun için hayat yaşamak değildir.” 

Bu sözün mânâsı da; Rabbini seven, dâima Rabbine kavuşmak ister. Bunun ızdırabını çeker. Böylece bu dertle hayat ona tatlı olmaz. 

Bir büyük zât da buyurdu ki: “Allahü teâlânın kulunu sevmesi, başka şeyle meşgûl olmayacak derecede, onu kendine mübtelâ kılmasıdır.” 

Şiblî hazretlerine “zühd nedir?” diye sorduklarında “Eğer dünyânın Allah indinde sivrisineğin kanadı kadar değeri olsaydı, kâfire bir yudum su bile içirmezdi” buyurulan hadîs-i şerîfe işâret ederek, “Yazık size, dünyâda bir sivrisineğin kanadından daha kıymetli ne var ki, ondan zühd edilsin?” buyurdu. 

Toplam Görüntülenme: 838

Yayın tarihi: Pazar, 28 Ekim 2012

Bunları okudunuz mu?