Abdullah bin İbrâhim Habrî

Abdullah bin İbrâhim Habrî hazretleri, hadîs, lügat, edebiyat, ferâiz, matematik ve Şafiî fıkıh âlimidir. İran’da Şîrâz’da doğdu. 476 (m. 1083) yılında Bağdad’da vefât etti. Kitabında nakleder ki: 

“Elif! Lâm! Mîm! Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden sonra, birkaç yıl içinde galip geleceklerdir” meâlindeki (Rûm-1-4) âyet-i kerîmeleri inince, müşrikler Ebû Bekr’e (radıyallahü anh) gelip: “Arkadaşın Muhammed, Rumların İranlıları yeneceğini iddia ediyor ne dersin?” diye sordular. O da, “Allahın Resûlü doğru söylemiştir” diye karşılık verdi. Müşrikler bu defa: “Bizimle bahse girer misin?” deyip, Hazreti Ebû Bekr’le bahse girdiler. Fakat, müddet dolduğu hâlde Rumlar İranlıları yenemediler. Rumlar galip gelmeden, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu durumdan haberdar oldu. Hazreti Ebû Bekr’e “Niçin böyle bir bahse giriştin?” buyurdu. O da, “Allah ve Resûlünü tasdîk etmek için” diye cevap verdi. Resûlullah da “Onlarla yeniden bahse gir, ortaya konanı arttır ve zamanı da birkaç yıl daha uzat” buyurdu... 

Hazreti Ebû Bekr de, müşriklerle görüşüp; “Yeniden bahse var mısınız?” deyince, sevinerek ‘Evet varız’ dediler. Anlaşılan sene gelmeden Rumlar galip geldi. İranlıları yenip Medâin’e girdiler. Hazreti Ebû Bekr de bahsi kazanıp, müşriklerin vadettiklerini aldı. Müslümanların fakirlerine sadaka olarak dağıttı. 

Hazreti Ali radıyallahü anh anlatır: 

Yemen’den bir grup insan Resûlullah efendimize gelip: “Bize dinimizi öğretecek, aramızda Allahın kitabı ile hüküm verecek bir heyet gönder” dediler. Resûlullah da “Ali, Yemen halkına git. Onlara İslâmı ve sünnetlerimi öğret. Aralarında Allahın kitabı ile hüküm ver” buyurdu. Ben; “Yâ Resûlallah, Yemen halkı çok câhildir. Bana altından kalkamayacağım mes’eleler getirebilirler” dedim. Resûlullah mübârek elleriyle göğsüme vurarak! “Git! Allah kalbine ilham ederek, lisânını yanlış söylemekten korur” buyurdu. Resûlullah bu sözü söylediği günden bugüne kadar, iki kişi arasında verdiğim hükümlerden hiçbirinde şüpheye düşmedim... 

Abdullah bin Amr hazretleri anlatır: Resûlullah akşam namazını kıldırınca, cemâat dağılıp bir kısmı evine gitti. Bir kısmı da yatsı namazını beklemek için, mescidde kaldı. Resûlullah daha sonra mescide gelip onları görünce, şöyle buyurdu: “Rabbiniz semâ kapılarından birini açtı. Sizinle meleklere karşı iftihar ediyor. Kullarım, bir vaktin namazını kıldılar, şimdi de diğer vakti bekliyorlar buyuruyor.” 

Toplam Görüntülenme: 935

Yayın tarihi: Perşembe, 25 Ekim 2012

Bunları okudunuz mu?