Mehmed Emîn Efendi

Mehmed Emîn Efendi, Doğu Anadolu’da yetişen evliyânın meşhurlarından olup seyyiddir. 1854 (H.1270) senesinde Yukarı Doğubâyezîd’de doğdu. 1914 (H.1332)de yine orada vefât etti. Seyyid Mehmed Emîn Efendi devamlı olarak Mektubat-ı İmam-ı Rabbani’yi okurdu. Vefatından kısa bir zaman önce şu mektubu okumuştu: 

“Allahü teâlâya karşı aşağı, küçüklük düşüncesi içinde olmamız, her şeyi Ondan beklememiz, kalbi kırık, hep yalvarıcı ve Ona sığınıcı olmamız, kulluk vazîfelerini yapmamız, İslâmiyetin dışına taşmamamız ve sünnet-i seniyyeye sıkı sarılmamız lâzımdır. Hayrlı işler yaparken niyetlerimizi düzeltmeliyiz. Kalblerimizi, dünyaya düşkün olmaktan kurtarmalıyız. Her uzvumuz İslâmiyete teslim olmalıdır. Ayıplarımızı görüp, günahlarımızın çokluğunu düşünüp, Allahü teâlânın intikâm almasından korkmalıyız. İyiliklerimizi az görmeli, günahlarımız az olsa da, çok bilmeliyiz. Şöhret sahibi olmaktan, insanlar arasında iyi tanınmaktan çok korkmalı, titremeliyiz. Peygamberimiz; 
(Din veya dünya işlerinde iyi tanınarak parmakla gösterilmek, bir kimseye zarar olarak yetişir. Bu zarardan ancak Allahü teâlânın koruduğu kurtulabilir) buyurdu. İnsân, niyeti ve işleri, ne kadar hâlis ve iyi olsa da, kendini kusurlu ve kabahatli bilmelidir... 
Dîne yaptığı hizmetlere, İslâmiyeti kuvvetlendirmesine ve insanların doğru yola gelmelerine sebep olmasına güvenmemeli ve bunlarla övünmemelidir. Bu güzel işleri, kâfirler ve fâcirler de yapabilir. Resûlullah, (Çok olur ki, Allahü teâlâ bu dînini fâcir kimse ile kuvvetlendirir) buyurdu... 

GÜNAHLARIN BAŞI!.. 
Kalbe gelen her sıkıntı ve karartı, tevbe, istigfâr ve pişmanlık ile ve Allahü teâlâya sığınarak, kolayca giderilebilir. Fakat, bu alçak dünya için gelen karartı, leke, kalbi büsbütün karartır, harap eder. Bunu temizlemek çok güç olur. Resûlullahın, (Dünyaya düşkün olmak, günahların başıdır) hadis-i şerifi çok doğrudur. Allahü teâlâ, bizi ve sizi, dünyaya düşkün olmaktan kurtarsın! Dünyaya düşkün olanları sevmekten ve onlarla arkadaşlık etmekten, düşüp kalkmaktan korusun! Çünkü o, öldürücü zehirdir ve iyi olmaz bir hastalıktır ve büyük belâdır ve bulaşıcı hastalıktır...” 

Toplam Görüntülenme: 1108

Yayın tarihi: Perşembe, 01 Aralık 2011

Bunları okudunuz mu?