Mahrûk Efendi

Mahrûk Efendi, İstanbul velîlerinden olup asıl ismi Abdüllatif’tir. “Mahrûkî” de denildi. İstanbul’da doğdu. 1597 (H.1006) târihinde yüz yaşını geçmiş olarak vefât etti. Şeyh Vefâ hazretleri yakınına defnedildi. Hocalarının silsilesi Şihâbüddîn Ömer Sühreverdî’ye ulaşır. Bu mübarek zat, bir sohbetinde buyurdu ki: 

“Dünya ile âhıret, bir arada bulunamaz. Âhıreti kazanmak için, dünyayı terk etmek lâzımdır. Yâni, dünyaya düşkün olmamak lâzımdır. Dünya, Allahü teâlânın beğenmediği, yasak ettiği şeyler demektir. Dünyayı terk etmek iki türlüdür: Birincisi, mubâh olan şeylerin hepsini de terk edip, yalnız yaşamak için ve dînini korumak için zarûrî lâzım olan mubâhları kullanmaktır. Dünyayı böyle terk etmek çok kıymetli ve çok faydalı ise de, çok güçtür. 
Dünyayı terk etmenin ikincisi, haram olan ve şüpheli olan şeylerden sakınmak ve yalnız mubâhları kullanmaktır. Dünyayı böyle terk etmek de, hele bu zamanda, çok kıymetlidir. Hiç olmazsa, bu ikinci şekle göre dünyayı terk etmelidir. Allahü teâlânın haram dediği, yasak ettiği şeylerden sakınmalıdır... 
Allahü teâlânın mubâh ettiği, izin verdiği şeylerin çeşidi ve sayısı pek çoktur. Haram ettiği, yasak ettiği şeyler ise, pek azdır. Mubâhlardaki fayda ve lezzet haramlardakinden kat kat ziyâdedir. Mubâh işleyenleri Allahü teâlâ sever. Haram işleyenleri sevmez. Aklı olan, doğru düşünebilen bir kimse, çabuk geçen bir lezzet için, Allahü teâlâyı gücendirmeyi elbette istemez. Hem de, zararlı olan bir lezzeti haram edince, bu lezzette olan zararsız birçok başka şeyleri mubâh eylemiştir. Allahü teâlâ, bizi ve sizleri, bu yüce İslâm dîninin sahibinin gösterdiği doğru yoldan ayırmasın! 

DİN VE İMAN HIRSIZLARI!.. 
Helâli, haramı, ibâdetlerin nasıl yapılacağını, nelere inanılacağını, her türedi, yalancı kimseye sormamalıdır. Kendi aklı ile, görüşü ile, düşüncesi ile konuşan kimse, din adamı değil, din, îman hırsızıdır. Müslümanların îmanlarını çalar. Bunlar, İslâmiyete açıkça saldıran kâfirlerden daha zararlı ve daha kötüdür. Bunların sözlerine, kitaplarına, mecmû’alarına aldanmamalıdır...” 
Mahrûk Efendi, bir gece yatarken üzerine ateş düştü ve çok yaşlı olması dolayısıyla bunu def edemedi ve mübârek vücutları yaralandı. Ertesi gün de vefât etti... 

Toplam Görüntülenme: 1245

Yayın tarihi: Pazartesi, 28 Kasım 2011

Bunları okudunuz mu?