Konyalı velîlerden Bostan Çelebi

Bostan Çelebi, Konya’da yetişen velîlerdendir. 1647 (H.1057)’de doğdu. 1706 (H.1118)de orada vefât etti. Mev-levî şeyhlerindendir. Dergahında taliplere ders verir ve Mesnevi okuturdu. Okuttuğu Mesnevi’den bazı kısımlar: 
*Cömertlik; şehvet ve lezzetleri terk etmektir. Şehvet yüzünden düşen kalkamaz, hiç unutma. 
*İhlasa eren kurtulur. Hiçbir ekmek tekrar buğday olmaz, hiçbir ayna tekrar teneke olmaz. Öyleyse ihlas makamına ermeye bakmak. Erdin mi geri inmezsin korkma. 
*Güzele eş olan kurtuldu. Kara odun ateşe eş oldu aydınlık geldi. Ölmüş buğday (ekmek) cana eş oldu hayat geldi. 

*Bedene hangi huy galip ise hüküm onundur. Maden içinde altın fazla ise altın sayılır, bakır fazla ise bakır sayılır. Sevabın fazla olsun ki; mümin diye hüküm verilsin. 
*Dost, altın gibidir, bela da ateşe benzer. Halis altın ateş içinde saf hale gelir. 
*Gaybı bilen Allah’ın has kulları kalb casusudur. Has bilgi almak istersen o casuslarla irtibata geç. 
*Bir yandan korku, bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun. Tek kanatlı uçulmaz zaten. 
*Tevbe de elde değildir. O nasip ederse tevbe edersin. 
*Cemaate dost ol. Kervan kalabalık ise eşkıyanın cesareti kırılır. 

“NANKÖRLÜK MÜ EDECEKSİN?” 
* Lokman iyi bir köle idi. Efendisi onda bereket sezdi de her yemeği önce ona verir sonra onun artığını yerdi. Bir gün karpuz aldı efendisi ve lokmana yollamadı, onu huzuruna çağırdı. ‘Lokman al karpuz ye’ dedi bir dilim verdi. Lokman iştahla yedi. Bir daha kesti onu da yedi. Derken son dilime gelindi. Efendi ‘Bunu da ben yiyeyim’ dedi. Isırması ile tükürmesi bir oldu. Efendi ‘Lokman bu karpuz zehir gibi acı, nasıl yedin, niye demedin bize?’ dedi. Lokman ‘Efendim, bana bugüne değin öyle çok ihsan ettiniz ki, bu karpuz acı diyemezdim. Bu, edebe ters olur, size nankörlük olurdu’ dedi... Hak’tan gelen belaları acı karpuz bil. Sana ne nimetler verdi. Acı karpuz verdi diye hemen kızacak mısın, yoksa Lokman olma niyetin var mı?.. 
Bostan Çelebi’yi çekemeyenler, vefatına yakın günlerde kendisine çok sıkıntı verdiler. Bunun üzerine buyurdu ki: “Sen işini Allahü teâlâya havâle et, bırak ve gönlünü hoş tut, râhat ol. Çünkü hasmın sana acımazsa Allahü teâlâ acır.” 

Toplam Görüntülenme: 1370

Yayın tarihi: Pazar, 07 Ağustos 2011

Bunları okudunuz mu?