Ebû Ubeyd el-Busrî

Ebû Ubeyd el-Busrî hazretleri, Şam’da yetişen âlimlerin ve evliyânın meşhurlarındandır. Busr köyünden olup, oraya nisbetle Busrî denilmiştir. 859 (H.245) senesinde vefât etti. Ebû Türâb Nahşebî, Ahmed bin Yahyâ Celâ, Ebû Saîd-i Harrâz ve daha birçok evliyâ ve âlimden ilim öğrendi ve sohbetlerinde yetişti. Tasavvufta kemâl derecelerine kavuşup, evliyânın büyüklerinden oldu. 

Bu mübarek zat, sohbetlerinde buyurdu ki: 
“Kul mânevî yönden yüksek mertebelere erişip kemâle gelince, artık ona, belâ ve sıkıntılar nîmet şeklinde görünür. Çünkü, onun Allahü teâlâya olan muhabbet ve sevgisi o kadar fazladır ki, artık O’ndan gelen her şey, ona güzel ve tatlı gelir.” 
“İnsanın kazançlı olmasının esâsı, az yemek, az uyumak, az konuşmak ve nefsin arzu ve isteklerini terk etmektir.” 
“Kişi, kendi benliğinden sıyrılıp, Hak ile berâber olursa, o zaman kulluk makâmına kavuşur. Kul olabilmek pek yüksek bir makamdır.” 
“Gerçek tevekkül sâhibi, her şeyi Allahü teâlâdan bekler, başkasına eziyet ve sıkıntı vermez. Başına gelen belâ ve musîbetlerden dolayı kimseden şikâyetçi olmaz. Mahrum kaldığı şeyler sebebiyle de kimseyi kötülemez. Çünkü o, hayrın da, şerrin de, Allahü teâlâdan olduğuna îmân etmiştir.” 

“ÂLİMLERLE BERABER OL!..” 
“İnsanda huzûr ve sevinç, şu üç şeyle hâsıl olur: Birincisi; kişi Allahü teâlâya ibâdet edip, beğendiği işleri yaptığı zaman duyduğu sevinç ve rahatlık. İkincisi; kalbini Allahü teâlâdan başka her şeyden sıyırıp, sâdece Allahü teâlâ ile berâber kılmak. Üçüncüsü; Allahü teâlâdan başka şeyler hakkında konuşmayı bırakıp, Allahü teâlâyı anmaktan hâsıl olan tatlılık ve sevinç. Allahü teâlânın anılması sebebiyle meydana gelen neşe ve sevincin alâmeti üç şeydir: Birincisi; kulun dâima, tâat yâni Allahü teâlânın beğendiği şeyler üzere olması. İkincisi; dünyâdan ve dünyâya düşkün olanlardan uzak kalması. Üçüncüsü; yaptıkları ibâdet ve tâatlerde, sâdece Allahü teâlânın rızâsını gözetmesi. İnsanların da görmesi ve bilmesi düşüncesinden kurtulması.” 
Ebû Ubeyd el-Busrî hazretlerine, vefatına yakın “Allahü teâlânın rızâsına nasıl kavuşulur?” diye sordular; “Âlimlerle berâber olur, câhillerden uzak durur, amel ve zikre devâm edersen, Allahü teâlâya kavuşursun” buyurdu. 

Toplam Görüntülenme: 976

Yayın tarihi: Cuma, 05 Ağustos 2011

Bunları okudunuz mu?