Seyyid Emîr Hamza
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 22 Haziran 2006
Seyyid Emîr Hamza, babası Emîr Külâl (Gilâl) hazretlerinin sohbetlerinde yetişti. İlimde ve tasavvuf hâllerinde zamânının bir tânesi oldu. Babasının vefâtından sonra, onun yerine geçip, yıllarca insanlara doğru yolu gösterdi.
Seyyid Emir Hamza, vefat ederken talebelerine şöyle vasiyet etmiştir:
Rahmiye Tayyar Hanım
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 21 Haziran 2006
1920’li yıllar... Fransız askerleri güneydoğuyu işgal etmiş ve halka zulmediyordu. Bunun üzerine halk silahlanarak düşmana karşı kurtuluş mücadelesine başladılar... Cenup Cephesi’nde 9. Tümen kuruluşunda bir gönüllü müfreze vardı. Bunun komutanı genç bir kadındı. Osmaniye’nin Kaypak nahiyesi Râziyeler köyünden Rahmiye Hanım, Fransızların işkence ve tazyiklerine tahammül edemeyerek Hüseyin Ağa’nın Milli Kuvvetlerine gönüllü olarak iltihak etmiş ve Hasanbeyli civarında 89. Tümenle icra edilen taarruza müfrezesiyle bilfiil iştirak etmiştir...
Çelebi Hüsrev
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 19 Haziran 2006
Çelebi Hüsrev hazretleri, küçük yaşta ilim tahsiline başladı. Bilhassa büyük âlim Çelebi Cemâleddîn Efendinin ders ve sohbetlerine katıldı. Tasavvufta yüksek derecelere ulaşınca, hocası tarafından, Konya Mevlevihânesi Şeyhliğine getirildi. Bundan sonra pekçok kimse onun huzûruna ve sohbetlerine koştu. Memleketin ileri gelenleri ve devrin pâdişâhı Sultan İkinci Bâyezîd Han tarafından sevilip sayıldı.
Bosnalı Abdullah Efendi
Meşhurların Son Sözleri
Pazar, 18 Haziran 2006
Bosnâvî Abdullah Efendi, Osmanlı evliyâsının büyüklerindendir. 1583’te doğdu. Doğum yeri olan Bosna’da ilim tahsîline başlayan Abdullah Efendi, sonra İstanbul’a geldi. Tahsîlini tamamladıktan sonra Bursa’ya gitti. Bursalı Hasan Kabaduz Efendi ile görüştü. Bu zâtın sohbetlerinde kemâle gelip olgunlaştı. Hâcı Bayram-ı Velî’nin halîfelerinden Bıçakçı Ömer Dede’nin halîfesi olan Hasan Kabaduz Efendinin feyiz ve himmetleri ile yüksek derecelere kavuştu...
Hacı Bayram-ı Velî
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 17 Haziran 2006
Hacı Bayram-ı Velî (Nûmân bin Ahmed) hazretleri, Sofiyye-i aliyyeden, yani tasavvuf büyüklerindendir. Küçük yaşından îtibâren ilim tahsîline başlayan bu mübarek zat, Ankara’da ve Bursa’da bulunan âlimlerin derslerine katılarak; tefsîr, hadîs, fıkıh gibi din ilimlerinde ve o zamânın fen ilimlerinde yetişti. “Somuncu Baba” adıyla meşhur olan Hâmid-i Aksarâyî hazretlerine talebe oldu. Onunla hacca gitti. Hac vazîfelerini yaptıktan sonra Aksaray’a geldiler. Orada hocasının 1412 (H. 815) senesinde; “Halîfem, vekîlim sensin” emri üzerine, bu ağır vazîfeyi üzerine aldı. Aynı sene hocası vefât edince, defin işleriyle meşgûl olup, cenâze namazını kıldırdı. Aksaray’da vazîfesini bitirdikten sonra Ankara’ya döndü...
Hasırlı Baba
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 16 Haziran 2006
Aziz Mahmud Hüdâyi hazretleri, Edirne, Mısır, Şam ve Bursa’da Kadılık ve Müderrislik yapmıştır. İstanbul’da halka ve sultanlara mürşid olmuştur. Üsküdar’da vefat etti. Külliyesi içinde bulunan türbeye defnedildi. Eserleri, sohbetleri, şiirleri, vaaz ve nasihatleri ile padişahın ve halkın gözünde önemli bir yer kazanmıştı.
O mübarek zat, kendisini sevenler için şu duayı etmiştir: “Sağlığımızda bizi, vefatımızdan sonra kabrimizi ziyaret edenler ve türbemizin önünden geçtiğinde Fatiha okuyanlar bizimdir. Bizi sevenler denizde boğulmasın ahir ömürlerinde fakirlik çekmesin, imanlarını kurtarmadıkça göçmesin...”
Alemdar Mustafa Paşa
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 14 Haziran 2006
Yeniçerilerinden Hacı Hasan Ağa’dır. Önce Yeniçeri Ocağına intisap etti. Bir süre sonra Kapıcıbaşılık rütbesi ile taltif edildi. Bir müddet sonra da Hezargad ayanlığına tayin edildi...
Tirsinkli İsmail Ağa’nın ani ölümü, Alemdar Mustafa Paşa’nın hayatında bir dönüm noktası oldu. Rusçuk’a gelen Alemdar Mustafa Paşa “Ayanlar ayanı” seçildi. Aynı yıl başlayan Osmanlı-Rus Savaşında Alemdar Mustafa Paşa çok büyük yararlılıklar gösterdi...
Alâeddîn-i Sâbir
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 13 Haziran 2006
Alâeddîn-i Sâbir hazretleri, 1285 (H.684) senesinde Şemsüddîn’e altı senelik mücâhedeye girmesini emretti. Buna “Habs-ı Kebîr” denir ve bir kabrin içinde yapılırdı. Alâeddîn-i Sâbir de bunu yapmıştı. Şemsüddîn de;
“Başüstüne efendim!” dedi. Kabrin içine girerek nefsini terbiye etmeye başladı. Bu mücâhededen çıktığında hocası ona buyurdu ki:
Ebû Saîd Kaylavî
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 12 Haziran 2006
Ebû Saîd Kaylavî, Allahü teâlânın sıfatlarında bilgi sâhibi, kerâmetleri görülen bir zât idi. Kaylaviye ve çevresindeki insanlar huzûruna gelip bilmediklerini sorarlar, kendisinden fetvâ alırlardı. O kadar çok gelen olurdu ki, yüksek bir kürsî yaptırmak mecbûriyetinde kaldı. Kürsî üzerinde, insanların dertlerine çâre olurdu. Nasîhatleri ile pekçok kimsenin doğru yola gelmesine sebeb olurdu...
Hz. Nuh'un asi oğlu: Kenan
Meşhurların Son Sözleri
Pazar, 11 Haziran 2006
Nuh aleyhisselamın ikinci olarak evlendiği Vâile adında bir hanımı vardı. Bu kadın önce iman etmiş ise de daha sonra, imandan ayrılmış, mürted olmuştu. Hazreti Nuh’un bu kadından doğan oğlu Kenan da babasına iman etmemişti.
Nuh aleyhisselâm, yüzyıllar boyunca, kavmini iman ve hidayete davet ettiği hâlde, onların, inanmamakta ısrar etmeleri sebebiyle helâk olmalarının yaklaştığı sırada, son olarak kavmine, Allahü teâlâya iman edip yaptığı gemiye binmelerini söyledi.