Ebu Said Ebu'l Hayr

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 23 Temmuz 2006

Ebu Said Ebu’l Hayr hazretleri, 967 (H.357) senesinde Horasan bölgesinde Serahs ile Ebyurd arasında yer alan Meyhene (Mihene) şehrinde doğdu. 1049 (H.440) senesinde aynı yerde vefât etti...
Şeyh Ebu Said hazretleri, henüz küçükken babası onu cuma namazına götürmekte idi. Yolda zamanın manevi sultanı Şeyh Ebu’l Kasım Bişr hazretlerine rastladılar. Ebu’l Kasım hazretleri;
- Bu çocuk kimindir? diye sordu. Ebu’l Hayr da:
- Bizimdir ya Şeyh! dedi.

Devamını oku...

Bir Çanakkale şehîdi Ali Çavuş

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 22 Temmuz 2006

Çanakkale Savaşları’nın, bir Türk Destanı olduğu doğrudur. Çünkü, bu savaş, Türk tarihinin gurur veren bir mücadelesidir. Dünya tarihindeki en ünlü savunma savaşlarından biri kabul edilir ve Avrupa ile dünya tarihinde önemli bir yer teşkil eder...
Düşman donanmasının Gelibolu ve Anadolu sahillerinde yeri göğü inlettiği günlerdir... Çanakkale muharebelerinde kumandanlık etmiş, yaralanmış emekli bir subay o günleri, hatıratında şöyle anlatıyor:

Devamını oku...

Muhyiddîn-i Arabî

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 20 Temmuz 2006

Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin ailesi meşhûr Tayy kabîlesine mensuptur. Cömertliği dillere destan olan Adiy bin Hâtem’in kardeşi Abdullah bin Hâtem’in neslindendir. 1165 (H.560) senesinde Endülüs’teki Mürsiyye kasabasında doğdu. 1240 (H.638) senesinde Şam’da vefât etti. Kabri Şam’da olup sevenleri tarafından ziyâret edilmektedir...
Küçük yaşında ilim tahsîl etmeye başlayan Muhyiddîn-i Arabî hazretleri, sekiz yaşındayken babasıyla birlikte İşbiliyye’ye gitti. Pekçok âlimin ilim meclislerinde bulunup, ilim öğrendi. Keskin zekâsı, kuvvetli hâfızası ile dikkatleri çekti.

Devamını oku...

Emir Sultan

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 19 Temmuz 2006

Emir Sultan hazretleri, 17-18 yaşlarına geldiğinde babası vefât etti. Babasının vefâtından sonra bir müddet Buhâra’da kaldı. Sonra Mekke’ye gitti. Hac farîzasını yerine getirdikten sonra Medine’ye geçti. Emir Sultan hazretleri, Medine-i Münevvere’ye yerleşmek ve ömürlerinin sonuna kadar orada kalmak niyetinde iken, aldığı manevî bir işaret ile Anadolu’ya gelerek Bursa’ya yerleşti. Burada Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid’in kızı ile evlendi. Bir dergah kurarak talipleri yetiştirdi...

Devamını oku...

Mazhar-ı Cân-ı Cânân

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 18 Temmuz 2006

Mazhar-ı Cân-ı Cânân’ın asıl adı Şemseddîn Habîbullah’tır. Babası Mirzâ Cân’dır. Onun ismine izâfeten “Cân-ı Cânân” denilmiştir. 1699 (H.1111) senesinde Ramazân-ı şerîfin on birinde Cumâ günü doğdu. 1781 (H.1195) senesinde şehîd edildi. Hazret-i Ali’nin neslinden olup, seyyiddir...
Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri, vefâtının yaklaştığı günlerde kavuştuğu nîmetleri dile getirerek ve şükrederek şöyle buyurdu:

Devamını oku...

Celâl Tehâniserî

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 17 Temmuz 2006

Büyük âlim Celâl Tehâniserî hazretleri, küçük yaşta ilim tahsiline başladı. Yedi yaşında Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. On yedi yaşına geldiğinde bütün ilimleri öğrenip ders ve fetvâ vermeye başladı. Bir gün hoş bir ses ile okunan gazel duydu. O anda kendisini Allahü teâlânın aşkı kapladığından düşüp bayıldı. Ayıldığında tasavvuf yolunu öğrenmek için Abdülkuddûs hazretlerinin sohbetlerine devâm etti. Kısa zamanda kemâle gelerek icâzet, diploma aldı...

Devamını oku...

Trablus'ta kurulan İtalyan mahkemesi!

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 15 Temmuz 2006

Yıl, 1911... Ramazan Bayramı’nın 3. günü... Libya sahillerine çıkan Müstevli İtalyan askerleri, bulabildikleri herkesi öldürdüler. Teslim olanlara da acımadılar... Trablus’ta kurdukları Divanı Harp’te, grup grup getirilen esirlerin yargılanmaları 3’er dakika sürerdi. Karar hemen binanın arkasında duvarın önünde infaz edilirdi...
Bir gün elleri kelepçeli; bir yaşlı, bir orta yaşlı, bir de delikanlı, çöl kıyafeti içinde üç kişi mahkemenin önüne çıkarılır. Başkan Albay Carlo Torelli, bu zavallıları yargılamak için tercümana der ki:
- Sor bakalım, bunlar kimlerdir?

Devamını oku...

"Kandiye Kahramanı" Bodrumlu Fedai Musa

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 14 Temmuz 2006

Sene 1669... Veziriazam Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşa, Girit’te aylardır alınamayan Kandiye Kalesi önlerindedir... Kaleyi kuşatan Osmanlı askerinin mühimmat ve yiyecek ikmali, Hanya’dan gemilerle getiriliyor ve Kandiye önlerindeki Çanak limanına indiriliyordu. Venedikliler, Osmanlı askerinin Çanak Limanından ikmal yaptıklarını öğrenince 12 gemilik bir filo ile orasını abluka altına aldılar.

Devamını oku...

Aşçı Yahya Baba...

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 12 Temmuz 2006

Yahya Baba, II. Bâyezîd Hân zamanında, Edirne Bâyezid Külliyesi’nin aşçılarından biridir... Arkadaşları hoşaf, kebap sebze, bakliyat pişirir. Ama onun ihtisası pilavdır. Mübârek işe girişti mi, ibadet ettiğini sanırsınız. Pirinçleri salevat getire getire ayıklar, yağını tekbirlerle eritir. Tuzunu Besmele ile, suyunu Fatihalarla salar. Zaman zaman gözünü yumar, enbiyayı, evliyayı aracı yapar, Allah’tan bereket arzular...
Onun pilavı herkese yeter, hatta artar. Ancak o tek pirinç tanesine bile kıyamaz; artanı Tunca Nehrine atar. Balıklar onun geleceği saati bilir, köprü başında toplanırlar.

Devamını oku...

İbrâhim-i Havvâs

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 10 Temmuz 2006

İbrâhim-i Havvâs hazretleri, yüksek makam ve kerâmetler sâhibiydi. Aslen Bağdâtlıdır. 903 (H.291) yılında Rey Câmii’nde vefât etti. Gasil ve tekfînini Yûsuf bin el-Hüseyin yaptı. “Havvâs”, hurma yaprağından zembil yapan kimse, demektir. Herkes tarafından medhedilmiş, kendisine “tevekkül edenlerin reisi” denilmiştir. Konuşmaları hep hikmet doluydu. Seferleri meşhurdur. Defâlarca Mekke’ye gitti...

Devamını oku...