Habîb-i Acemî hazretleri

Habîb-i Acemî hazretleri, aslen Acem’dir (İranlıdır). 738 (H.120)’de vefât etti... Önceleri çok zengindi. Fâizle para verirdi. Sonra pişman oldu. Bir cumâ günü Hasan-ı Basrî’nin evinin yolunu tuttu... Onun elini öptü ve tövbe-i nasûh eyleyerek talebelerinden oldu. Önceki yaptıklarına çok pişman oldu. Şehrin her tarafına tellâllar çıkararak; 
“Her kimin Habîb’e borcu varsa, bundan vazgeçti. Aldığı fâizleri de geri dağıtacaktır!” diye îlân ettirdi. Servetinin hepsini fakirlere dağıttı... 

“Her kimin Habîb’e borcu varsa, bundan vazgeçti. Aldığı fâizleri de geri dağıtacaktır!” diye îlân ettirdi. Servetinin hepsini fakirlere dağıttı... 
Günün birinde bir kimse geldi. Dağıtacak malı kalmadığından, üzerindeki gömleği gelen kimseye verdi. Sonra Fırat Nehrinin kenarında bir kulübe yapıp orada ibâdetle meşgûl oldu. 
Habîb-i Acemî hazretleri, vefat etmesine yakın, kendisinden nasihat isteyenlere buyurdu ki: 
Zikir demek, kendini gafletten kurtarmak demektir. Gaflet, Allahü teâlâyı unutmak demektir. Zikr, yalnız (Kelime-i tevhîdi) söylemek ve tekrâr tekrâr (Allah) demek değildir. Her ne şekilde olursa olsun, kendini gafletten kurtarmak, zikir olur. O hâlde, İslâmiyyetin emirlerini yapmak ve yasaklarından sakınmak, hep zikirdir. İslâmiyyetin emrlerini gözeterek yapılan alışveriş zikirdir. İslâmiyyete uygun olarak yapılan nikâh, talâk [boşanma] zikir olur. Çünkü, bunları yaparken, emirlerin, yasakların sâhibi hep hâtırlanmaktadır. Yanî gaflet gitmektedir. 

ÇABUK?KAVUŞTURAN?ZİKİR 
Şu kadar var ki, Allahü teâlânın isimleri ve sıfatları ile yapılan zikir, çabuk tesîr eder ve sevgisini hâsıl eder ve çabuk kavuşturur. Emirlere, yasaklara yapışmakla hâsıl olan zikir, böyle değildir. Bununla berâber, böyle zikirlerden bazısının da, çabuk netîce verdiği, pek az olarak görülmüştür... Bundan başka, isim ve sıfat ile yapılan zikir, İslâmiyyete uymakla olan zikre sebep olur. Çünkü, dînin sâhibini tam sevmedikçe, her işte İslâmiyyeti gözetmek çok güç olur. Tam muhabbeti elde etmek için de, isim ve sıfatla olan zikir lâzımdır. O hâlde, İslâmiyyete uyarak zikir ile şereflenmek için, önce isim ve sıfatla olan zikir lâzımdır. Evet, cenâb-ı Hakkın lütfu ve ihsânı ayrıdır. Hiç sebep olmadan, dilediğini, dilediğine ihsân eder...

Toplam Görüntülenme: 984

Yayın tarihi: Cumartesi, 17 Eylül 2011

Bunları okudunuz mu?