Filistinli âlim Makdîsî

Buyurdu ki: “Şehvet, sultânları köle yapar. (Çünkü, kişi sevdiğinin kölesidir.) Sabır da köleyi sultan yapar. (Çünkü
köle, sabretmek sûretiyle muradına kavuşur...)”


Makdîsî hazretleri, Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 819 (m. 1416) senesinde, Filistin’de doğdu. 888 (m. 1483) senesi Safer ayının onbirinde Kâhire’de vefât etti...

ÖMRÜ SIKINTI İLE GEÇTİ...
İlk tahsilini Remle’de yaptıktan sonra Kâhire’ye giden Makdîsî hazretleri, orada dini ilimlerde yetişerek zamanının en büyük âlimlerinden oldu. Ömrünün çoğu sıkıntı içinde geçti. Sonra durumu biraz düzeldi. Birçok sıkıntılara rağmen ders vermeye devam ederdi. Yazı kabiliyeti ve isteği çok fazla idi. Hattâ pekçok kitabı kendisi yazdı. Şihâbüddîn bin Rislân’ın sohbetlerinden çok istifâde etti. Kıymetli nasihatleri vardır. Buyurdu ki:
“Şehvetten (yani nefsin arzu ve isteklerinden) dolayı işlenen günahların af olunması umulur. Fakat kibirden (üstünlük iddiasından, kişinin kendisini büyük görmesinden dolayı) yapılan günahların af ve mağfiret olunması pek zordur. Çünkü, şeytanın günâhının aslı kibirden idi. O, kendisinin Âdem aleyhisselâmdan üstün olduğunu iddia etmişti.”
“Kalb tabiblerinden olan evliyâdan birisi şöyle buyurdu: Allahü teâlâdan daha yakın bir yardımcısı olduğunu zanneden kimsenin Allahü teâlâyı tanıması azdır. (Yani Allahü teâlâdan başkasını kendisine daha yakın ve yardımcı olarak görürse, o kimse Allahü teâlâyı hakkıyla tanımamıştır.) Kim de nefs-i emmâresini en büyük düşman bilmezse, o kimse nefsini tanımamıştır.”
“Şehvet, sultânları köle yapar. (Çünkü, kişi sevdiğinin kölesidir.) Sabır da köleyi sultan yapar. (Çünkü köle, sabretmek sûretiyle muradına kavuşur.)”

“BANA DA MERHAMET EYLE!”
“Kim günahları terk ederse, kalbi incelir (nasihat kabûl eder ve boyun eğer). Yemesinde, giymesinde ve başka şeylerde haramı terk edip, helâlinden yiyen kimsenin zihni saf ve parlak olur. Böylece Allahü teâlânın, öldükten sonra diriltmesine delâlet eden yüce işlerine (ilkbaharda ağaçların ve yeryüzünün yeşermesi gibi) bakar, bunlar üzerinde düşünür. Allahü teâlânın kudretini, ilmini, kâinatın ve O’nun, her şeyin sahibi ve mâlikî olduğunu müşâhede eder.”
Bu mübarek zat, güzel şiir de söylerdi. Vefat etmeden önce şu şiiri okudu:
“Allahım, her zaman affını umarım/Bu günahkâr kuluna lütuf ve kereminle merhamet eyle/Gizli ve aşikâre olarak kullarına yaptığın merhametinle bana da merhamet eyle.”

Toplam Görüntülenme: 1328

Yayın tarihi: Cuma, 06 Şubat 2009

Bunları okudunuz mu?