Feyizler, Resûlullahın kalbinden yayılmakta
Muhyüddîn İbn-ül-Cevzî hazretleri fıkıh ve usûl âlimlerindendir. 580 (m. 1185)’de Bağdad’da doğdu. 656 (m. 1258) senesinde vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Hadîs-i kudsîde (Bir velî kuluma düşmanlık eden, benimle harp etmiş olur. Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında, en sevdiğim, ona farz ettiğim şeydir. Nâfile ibâdet [de] yaparak, bana yaklaşan kulumu çok severim. Çok sevdiğim kulumun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. İstediğini elbette veririm. Bana sığındığı zaman, elbette korurum) buyuruldu.
Farzlarla hâsıl olan kurb, yanî Allahü teâlâya yaklaşmak, nâfilelerle hâsıl olandan, elbette daha çoktur. Fakat, ihlâs ile yapılan farzlar kurb hâsıl eder. İhlâs, ibâdetleri, Allahü teâlâ emrettiği için yapmaktır. Ehl-i sünnet olan her müminde biraz ihlâs vardır. Takvâ ile ve ibâdet yapmakla, kendisine (feyz) denilen kalb nûrları gelir. Bir velînin kalbinden saçılan bu feyizlerden alırsa, ihlâsı çabuk ve çok artar. (Takvâ), harâmlardan nefret etmek, harâm işlemeği hâtıra bile getirmemekdir. Allahü teâlâya yaklaşmak, Onun rızâsına, sevmesine kavuşmak demektir. Allahü teâlânın müminlerin kalblerine gönderdiği nûrlar, feyizler, ibâdetleri ve takvâsı çok olanlara, gelmektedir. Yanî, bunların feyiz almak istidâtları, kâbiliyetleri artar.
Feyizler, Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) mubârek kalbinden yayılmaktadır. Gelen feyizleri almak için, Resûlullahı sevmek lâzımdır. Sevmek de, Onun ilmini, güzel ahlâkını, mucizelerini, kemâlâtını öğrenmekle hâsıl olur. Resûlullah da, onu görüp severse, feyiz alması çoğalır. Bunun için, sohbetinde bulunup, güzel yüzünü görenler, tatlı sözlerini işitenler, dahâ çok feyiz aldılar. Eshâb-ı kirâm, bunun için, çok feyiz alıp, kalpleri dünyâ sevgisinden temizlenerek, ihlâs sâhibi oldular. Kavuştukları nûrlar, feyizler, evliyânın kalplerinden dolaşarak, zamanımıza kadar geldi.
Bir kimse, kendi zamanında bulunan bir velîyi tanıyıp, çok sever ve sohbetinde bulunarak, kendini sevdirirse, Resûlullahın mübârek kalbinden velînin kalbine gelmiş olan nurlar, bunun kalbine de akarak kalbi temizlenir. Sohbetine kavuşamazsa, onu düşünmesi, yani velînin şeklini, yüzünü hâtırına getirmesi de, sohbetinde bulunmuş gibi olur. Yani, mürşidi sevmek, onun kalbinden saçılan feyizleri almaya sebep olur.
Toplam Görüntülenme: 1272
Yayın tarihi: Çarşamba, 06 Kasım 2019
Bunları okudunuz mu?
- Hakîkî muhabbet artmaz ve eksilmez
- Yaptığın kötülüğe pişman ol kaçırdığın iyiliklere ise üzül
- Dâima azîz olmak istersen
- Azaptan kurtulmak için sağlam bir tutamak
- Allahın Resûlüne, eziyet etmeniz doğru olmaz
- Korku ve ümit, âhiret inancından doğar
- Her harfin kendine has manâları vardır
- Yolumuzun esası, zaruri olan ile yetinmektir
- Her varlık, Allah'ı tesbih eder
- O gâzilerle harp etmek akıllıca bir iş değildir