Molla Hayreddîn Halil

Molla Hayreddîn Halil hazretleri, Kastamonu-Küre’de medfun âlim ve velîlerin büyüklerindendir. Ataları, Moğolların İslâm ülkelerini istilâsı dolayısıyla Anadolu’ya gelmiştir. 1475 (H.879) senesinde vefât etti. 
Molla Hayreddîn, vefatından kısa bir zaman önce sohbetinden buyurdu ki: 

“Allahü teâlâ hazretleri, Âl-i İmrân sûresi 17’nci âyet-i kerîmesinde meâlen (Sabredenler) buyurdu. Ya’nî Resûlullah sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem ki, tâat etmek üzerine ve müşriklerin cefâlarına sabretti. (Sâdık olurlar) buyurulması, ya’nî o kimseler ki, sırda [gizlide] ve âlâniyyede [açıkta] doğru olurlar, Ebû Bekr-i Sıddîk radıyallahü teâlâ anh içindir. Meâl-i şerîfi (Devâmlı itâ’at edenler) olan âyet-i kerîmede bahsedilenler, devâm üzere Allahü teâlâ hazretlerine mutî’ olan kimselerdir. Ömer bin Hattâb radıyallahü teâlâ anh içindir. Meâl-i şerîfi (İnfâk edenler) olan âyet-i kerîmede anlatılan kimseler, Allahü teâlâ yolunda infâk ederler, ya’nî malını dağıtırlar, buyurulması, malını Allah yolunda dağıtan Osmân bin Affân radıyallahü teâlâ anh içindir. Meâl-i şerîfi (Seher vakitlerinde istigfâr edenler) olan âyet-i kerîmede bahsedilen kimseler, seher vaktinde istigfâr ederler. Aliyyül Mürtedâ kerremallahü vecheh ve radıyallahü teâlâ anh içindir... 

“O KİMSELER Kİ...” 
Allahü Sübhânehü ve teâlâ hazretleri Âl-i İmrân sûresi 134’üncü âyet-i kerîmesinde meâlen (O kimseler ki infâk ederler, sürûr ve sıkıntılı hâllerinde) buyurdu. Her zamân, mübârek eli sehâvetten [cömertlikten] ve fakîrlere yardımdan geri kalmayan, Ebû Bekr-i Sıddîk radıyallahü anh içindir. (Gadablarını içine atanlar) meâlindeki âyet-i kerîmede kastedilen o kimseler, aslâ kendi nefsi için gadablanmayan, kızacağı zamân kendini tutanlardır. Ömer ibnül Hattâb radıyallahü teâlâ anh ki, kendisi için gadaba gelmezdi. Geldiği takdîrde gadabını tutardı. Bu âyet-i kerîme hazret-i Ömer içindir. (İnsanları afv ederler) meâlindeki âyet-i kerîmede buyurulan o kimselerdir ki, intikâma kâdir oldukları hâlde insanları afv ederler. Ya’nî hazret-i Osmân bin Affân radıyallahü teâlâ anh ki, dâimâ suçluları hatâ ve sehv etseler de afv eder, onlara ikrâmda bulunurdu. Bu âyet-i kerîme hazret-i Osmân içindir. (Allahü teâlâ ve tekaddes hazretleri, ihsân edicileri sever) meâlindeki âyet-i kerîme, Aliyyül Mürtedâ radıyallahü teâlâ anh içindir...” 

Toplam Görüntülenme: 1193

Yayın tarihi: Çarşamba, 19 Ekim 2011

Bunları okudunuz mu?