Molla Hayâlî

Molla Hayâlî, Fâtih Sultan Mehmed Han devrinde yetişen Hanefî mezhebi âlim ve velîlerindendir. İznikli olup 1448 (H.852) senesinde doğduğu tahmin edilmektedir. 1481 (H.886) senesinde 33 yaşında vefât etti... 
Molla Hayâlî, Akâid-i Nesefiyye’nin şerhine yaptığı Şerh-i Akâid Hâşiyesi kitabı ile meşhur oldu. Bu kitapta buyuruyor ki: 

“Müslümânların bilmesi, öğrenmesi lâzım olan bilgilere (Ulûm-i islâmiyye) Müslümânlık bilgileri denir. Bu bilgilerin kimisini öğrenmek farzdır. Kimisini öğrenmek sünnet, bir kısmını öğrenmek de mubâhdır. İslâm bilgileri, başlıca iki büyük kısma ayrılır: Birincisi (Ulûm-i nakliyye)dir. Bunlara (Din bilgileri) de denir. Ehl-i sünnet âlimleri, bu bilgileri, (Edille-i şer’ıyye) denilen dört kaynaktan meydâna çıkarmıştır. Din bilgileri de ikiye ayrılır: Zâhirî ilimler ve bâtınî ilimler. Birincilere (Fıkıh bilgileri) veyâ (Ahkâm-ı islâmiyye), ikincilere (Tesavvuf bilgileri) veyâ (Ma’rifet) denir. Ahkâm-ı islâmiyye, mürşidlerden ve fıkıh kitâblarından öğrenilir. Ma’rifet, kalblere, mürşidlerin kalblerinden akar, gelir. 
İslâm bilgilerinin ikinci kısmı (Ulûm-i akliyye)dir. Canlıları öğretene (Ulûm-i tıbbiyye), cansızları öğretene (Ulûm-i hikemiyye) denir. Semâları, yıldızları öğretene (Ulûm-i felekiyye), Erd bilgilerine (Ulûm-i tabî’ıyye) demişlerdir. Ulûm-i akliyye, matematik, mantık ve tecrübî bilgilerdir. Bunlar, his organları ile duyularak, akıl ile incelenerek, tecrübe ve hesâb edilerek elde edilir. Bu bilgiler, din bilgilerinin anlaşılmasına ve onların tatbîk edilmesine yardımcıdırlar. Bu bakımdan lüzûmludurlar. Bunlar, zamânla artar, değişir, ilerler. Bunun içindir ki, (Tekmîl-i sınâ’ât, telâhuk-ı efkâr iledir) buyurulmuştur. Bunun ma’nâsı (San’atın, fennin, tekniğin ilerlemesi, fikirlerin, deneylerin birbirlerine eklenmesi ile olur) demektir... 

“DİNDE REFORM OLMAZ!” 
Nakil yolu ile edinilen bilgiler, ya’nî din bilgileri çok yüksektir. Aklın, insan dimâğı gücünün dışında ve üstündedir. Bunlar, hiçbir zamânda, kimse tarafından değiştirilemez. Dinde reform olmaz sözünün ma’nâsı da budur. Akıl ile elde edilen bilgileri, İslâmiyyet yasaklamamış, sınırlamamış, ancak, bunların nakil bilgileri ile birlikte öğrenilmesini ve sonuçlarının ahkâm-ı islâmiyyeye uygun, insanlara faydalı olarak kullanılmasını, zulüm, işkence, felâket vâsıtası yapılmamasını emretmiştir...” 

Toplam Görüntülenme: 953

Yayın tarihi: Cuma, 30 Aralık 2011

Bunları okudunuz mu?