Ferîdüddîn-i Attâr

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 26 Eylül 2006

Ferîdüddîn-i Attâr hazretleri, 1119 (H.513) senesinde Nişâbûr’da doğdu. Babası attâr idi, yâni ilâç, esans, parfüm satardı. Ferîdüddîn-i Attâr, zühd ve takvâ sâhibi olup haramlardan sakınıp ibâdetle uğraşırdı.
Ferîdüddîn-i Attâr hazretleri, küçüklüğünde Şadbah kasabasında bir yandan babasının yanında attârlık mesleğini öğreniyor, bir yandan da Kutbüddîn Haydar isimli büyük bir zâtın sohbetlerine devâm ediyordu. Babasının vefâtı üzerine onun yerine geçip, attârlık mesleğini bir süre devâm ettirdi. Attârlıkla uğraşırken, bir taraftan da kıymetli dînî kitapları, velîlerin hayatlarını ve menkıbelerini okuyordu.

Devamını oku...

"Şeyhül-meşayıh" İbn-i Hafîf

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 25 Eylül 2006

Muhammed İbn-i Hafîf hazretleri, hadis ilminde büyük âlimdi. Kendisinden birçok muhaddis, hadis-i şerif rivayet etmiştir. Çok ibadet ederdi. Çok zaman sabahtan akşama kadar bin rekat namaz kılardı... Bu mübarek zatın gıdâsı her gece sâdece yedi adet kuru üzümdü. Hizmetçisi yedi tane üzüm hazırlar ve onu yerdi. Bedenen “hafîf”, rûhen “yüksek” bir hâle sâhipti. Hizmetçisi bir gece sekiz üzüm verdi. Farkına varmadan bu sekiz kuru üzümü yedi. Kendinde önceki ibâdet zevkini bulamayınca, hizmetçisine sorup yedi yerine sekiz üzüm verdiğini öğrenince;

Devamını oku...

Ebü'l-Hasan-ı Harkânî

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 24 Eylül 2006

Ebü’l-Hasan-ı Harkânî hazretleri, uzun boylu, güzel yüzlü, geniş alınlı, iri gözlü ve kumral bir zat idi. Hazret-i Ömer’e benzerdi. Büyük İslâm âlimi Bâyezîd-i Bistâmî’nin rûhâniyetinden istifâde ederek kemâle gelmiş, yükselmişti. Zamânının kutbu idi.
Ebü’l-Hasan-ı Harkânî hazretleri, on iki sene Harkân’dan Bistâm’a, hocasının kabrini ziyâret için gitti. Bu ziyârete giderken, yolda Kur’ân-ı kerîmi hatmederdi. Her gittiğinde ziyâret ile ilgili vazîfelerini yaptıktan sonra;

Devamını oku...

Sâlim Mevla Ebû Huzeyfe (radıyallahü anh

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 23 Eylül 2006

Sâlim Mevla Ebû Huzeyfe hazretleri, aslen Horasanlıdır. Asıl ismi bilinmemektedir. “Salim” ismi ona Arabistan’da verilmiştir. “Salim Mevla Ebû Huzeyfe=Ebu Huzeyfe’nin azadlısı Salim” ismiyle meşhur olmuştur...
Sâlim Mevla Ebû Huzeyfe (radıyallahü anh), Bedir, Uhud, Hendek ve diğer bütün gazalara katıldı. Hazreti Ebû Bekir zamanında “Yalancı Peygamber” Müseylemet-ül-Kezzâb’a karşı yapılan Yemâme Gazasında şehîd düştü...

Devamını oku...

Ferîdüddîn Genc-i Şeker

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 22 Eylül 2006

Ferîdüddîn Genc-i Şeker, Hindistan’da yetişen Çeştiyye büyüklerindendir. Adı Ferîdüddîn Mes’ûd’dur. Ferrûh Şâh Kâbilî neslinden, Celâleddîn Süleymân’ın oğludur. Baba ve annesi şerefli, asîl âilelerden olup, nesebi hazreti Ömer’e ulaşır. 1174 (H.569) yılında Hindistan’da Delhi’de doğdu. Bu mübarek zat, bu dünyâya, Allahü teâlâya muhabbet ve bağlılık içinde geldi ve o halde vefât etti. Çok kerametleri görülmüştür.

Devamını oku...

Yavuz Sultan Selim Han

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 21 Eylül 2006

Sultan Selim Han, 1470 yılında Amasya’da doğdu ve 1520 yılında vefât etdi. Osmanlı Devleti’nin topraklarını iki buçuk mislinden fazla genişletti. Babasından devraldığı 2.373.000 kilometre karelik olan ülke toprakları onun zamanında 6.557.000 kilometre kareye çıktı. On altıncı yüzyılda Osmanlı kara ordusu, dünyânın en büyük ordusuydu. Kara askerine verdiği önemi donanmaya da verdi.

Devamını oku...

Ebû Ali Rodbârî

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 20 Eylül 2006

Ebû Ali Rodbârî, Bağdât’ta ve Mısır’da yaşamış evliyânın büyüklerindendir. Doğum târihi bilinmemektedir. Bağdât’ta doğdu. 933 (H.321) senesinde Mısır’da vefât etti. Kabri, Karafe Kabristanında Zünnûn-ı Mısrî’nin kabri yakınındadır...
Ebû Ali Rodbârî hazretleri, çok ibâdet ve tâatta bulunan, Allahü teâlâyı hatırlamaktan bir an gâfil olmayan bir zat idi. Nefsinin isteklerine karşı çıkar, riyâzet ve mücâhedede bulunurdu. Bu hususta buyurdu ki:

Devamını oku...

Abdülkâdir Deştûtî

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 19 Eylül 2006

Memlûk Sultanı Kayıtbay, gazâlarında zor durumda kaldıkça zamanın büyüğü ve çok sevdiği Abdülkâdir Deştûtî hazretlerinden imdâd isterdi. O mübarek de, Allahü teâlânın izni ile askerin arasında görülür, düşmana hücûm ederdi. Böylece, diğer askerlerin şevki artar, coşarak hamle yaparlar, nihayet zafer elde edilirdi. Araştırdıklarında, Deştûtî’nin memleketinde bulunduğunu öğrenirler, harp meydanında aralarında bulunmasının, onun bir kerâmeti olduğunu anlarlardı.

Devamını oku...

"Deli Birâder" Mehmed bin Durmuş

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 18 Eylül 2006

Muhammed bin Durmuş, Fârisî lisânını çok güzel konuşur, “tûtî dilli” dedikleri kimselerin onun yanında dilleri tutulurdu. İkinci Bâyezîd Han’ın oğlu Şehzâde Korkut, Manisa Sancakbeyi iken onunla sohbet arkadaşı oldu. Berâber oturup kalkarlar, berâberce yer içerlerdi. Şehzâde Korkut ile birlikte Mısır’a gitti. Yine onunla tekrar Anadolu’ya döndü. Şehzâdenin vefâtına kadar ondan hiç ayrılmadı. Şehzâde Korkut vefât edince, Yavuz Sultan Selîm Han tarafından Bursa’daki Geyikli Baba Zâviyesinde vazîfelendirildi. Burada bir müddet ibâdet, tâat ve Allahü teâlâyı zikirle meşgul oldu. Talebelere dersler verdi...

Devamını oku...

Siz de bu genç gibi olurdunuz

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 17 Eylül 2006

Zünnûn-i Mısrî hazretleri Mısır’da yetişen büyük velîlerdendir. 772 târihinde doğdu. 859 târihinde Mısır’da vefât etti. Eshâb-ı kirâmdan Amr bin Âs hazretlerinin yanına defnedildi...
Zünnûn-i Mısrî hazretlerinin hocası, Mâlikî mezhebinin imâmı, Mâlik bin Enes hazretleridir. Muvattâ’yı bizzat kendisinden okudu ve fıkıh ilmini ondan öğrendi. Mânevî ilimleri Şeyh İsrâfil hazretlerinden öğrenip kemâle ulaştı. Fakat hâlini bilmeyen pekçok kimse, ona düşman oldu ve vefâtına kadar değerini anlayamadı.

Devamını oku...