Ben Allah'ın affını umarım

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 21 Nisan 2008

Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Medine’ye geldikten sonra bütün ensâr kendisine hizmet etmek hususunda yarışıyorlardı. Enes bin Mâlik’in annesinin, hizmet yarışında yapabilecek veya verebilecek hiçbir şeyi yoktu. Bundan dolayı hemen Enes bin Mâlik’i çağırıp elinden tutarak Resul-i Ekrem’in huzuruna çıktı ve;
“Ya Resulallah, ben fakir bir kimseyim. Sizlere yardım edecek bir şeyimiz yok. Bu oğlumdur, yardım etmek ve hizmetinizde bulunmak üzere sizlere bırakıyorum. Onu kabul ediniz” dedi.
Resûl-i Ekrem efendimiz, bu içten gelen arzuyu kırmadı. Enes bin Mâlik’i yanına aldı. Bütün zamanlarında onu yanında bulundurdu.

Devamını oku...

Yakub aleyhisselamın Hz. Azrail'den ricası!

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 20 Nisan 2008

Yakub aleyhisselamın, Ken’an diyârında, yâni Fenike denilen Sayda, Sûr ve Beyrut ile Filistin ve Sûriye’nin bir kısmından ibâret olan bölgede yaşayan insanlara gönderilen peygamberdir. İsmi Yakub olup İbrânice’de “Saffetullah”, yâni “Allahü teâlânın sâf ve temiz kıldığı kul” mânâsına gelmektedir. Diğer adı “İsrail” olup “Allah’ın kulu” mânâsına gelmektedir. İbrahim aleyhisselamın küçük oğlu olan İshak aleyhisselamın oğludur.

Devamını oku...

Evtâs Gazâsı ve Ebû Âmir

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 19 Nisan 2008

Eshab-ı kirâmın büyüklerinden Ebû Mûse’l-Eş’arî radıyallahü anh, bizzat kendisi anlatıyor: Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Huneyn Gazâsından döndükten sonra amcam Ebû Âmir’i bir fırka asker üzerine komutan yaparak Evtâs’a gönderdi. Ebû Âmir, birkaç bin düşmanla buraya kaçıp gelen düşman komutanlarından Düreyd İbn-i Sımme ile karşılaştı. Vuku bulan muhârebede Düreyd katlolundu. Askerlerini de hezîmete uğrattı...

Devamını oku...

Senin sonun da böyle olacak!..

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 17 Nisan 2008

Bir zamanlar çok zengin ve yaşlı bir adam varmış. Artık son günlerini yaşıyormuş. Ölümünün yaklaştığını anlayınca dünyadaki tek vârisi olan oğlunu yanına çağırmış ve şu vasiyette bulunmuş:
-Oğlum! Şu altın dolu iki çuvalı görüyorsun. Ben öldükten sonra bu iki çuvaldan biri senin olsun, diğerini ise dünyanın en ahmak adamını bulup ona ver!..

Devamını oku...

Biraz yavaş konuş herkes duyacak!..

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 17 Nisan 2008

Süfyân-ı Sevrî büyük velîlerdendir. 713 (H.95) senesinde Kûfe’de doğdu. 778 (H.161)’de Basra’da vefât etti. Tebe-i tâbiîndendir. Hikmetli sözleriyle insanlara nasîhatlerde bulunup, hak yolun bilgilerini öğretti. Bu hususta nasîhatleri pek çoktur. Buyurdu ki:
“Ey kardeşim! Her zaman ve her yerde, doğru ol. Yalan, sözünde durmamak, emâneti yerine getirmemek gibi kötü huylardan çok sakın. Yalancı ve sözünde durmayanlarla düşüp kalkma!”

Devamını oku...

Seyyid Alâeddîn Ali Semerkand

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 16 Nisan 2008

Semerkand’da doğan Seyyid Alâeddîn Ali Semerkandî hazretleri, Buhârâ, Taşkent gibi ilim merkezlerinde ilim tahsil etti. Tefsîr, fıkıh ve tasavvuf, ahlâk ilimlerinde yüksek derecelere ulaştı. Daha sonra Anadolu’ya hicret etti. Lârende’ye (Karaman’a) geldi. 1456 (H.860) târihinde yüz elli yaşlarında iken vefât etti. Kabri, İçel’e bağlı Gülnar ilçesinin Zeyne kasabasındadır...

Devamını oku...

Kayyûm-i Zaman Muhammed Sıbgatullah

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 15 Nisan 2008

Muhammed Sıbgatullah hazretleri, yüksek dedeleri İmâm-ı Rabbânî’nin sağlığında, 1624 (H.1033) senesinde Serhend şehrinde dünyâya geldi. “Kayyûm-i Zaman” ismiyle meşhûrdur... Zâhirî ve bâtınî ilimlerdeki tahsîlini ve velîlik yolundaki derecelerini tamamlayarak yetiştikten sonra, kendisi de çok talebe yetiştirdi... Hâllerini çok gizlerdi. Evliyâlık yolunda üstün makamlara, çok yüksek derecelere ulaşmış olduğu hâlde, bunları açığa çıkarmayı istemezdi.

Devamını oku...

Azılı müşrik Âsım bin Ebî Avf'ın sonu

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 14 Nisan 2008

Uhud Harbinde sevgili Peygamberimiz, son emirlerini verdiler. İslâm Ordusunun, nelere dikkat etmesi gerektiğini, açık açık bildirdiler... Sonra, mübârek ellerinde tuttukları kılıcı göstererek buyurdular ki:
“Bu kılıcın hakkını yerine getirmek şartıyla, kim almak ister?”
Mücâhidlerin hepsi istiyordu. Fakat Ebû Dücâne hazretleri, heyecandan yerinde duramıyordu. Edeple sordu:

Devamını oku...

Bir gönül sultanının babası Mevlânâ Hamidüddin

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 13 Nisan 2008

Hace Ubeydullah-i Ahrar hazretleri; Mevlânâ Hamidüddin Şâşî ve onun mübarek oğlu Mevlana Hüsameddin Buhari hazretleriyle yaşadıklarını bizzat kendisi şöyle anlatıyor:
“Hâlimin başlangıcında Buhara’ya gittim. Mübarekşah Medresesine indim. Mevlânâ Hamidüddin Şâşî oğlu Mevlânâ Hüsameddin bizim kim olduğumuzu öğrendikten sonra pek çok iltifat edip kitap okumakla meşgul olmamı tavsiye ettiler. Dedemin, kendi aile yakınlarına gösterdiği alâka ve yardım kalmadığını söyleyerek sanki onların mükâfatını vermek istediler. Medresede bana fevkalâde güzel bir hücre verdiler...”

Devamını oku...

İkimiz için de farklı bir gün olacak!..

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 12 Nisan 2008

Reşâhat müellifi Ali bin Hüseyin el-Vaiz, bizzat kendisinin yaşadığı bir hadiseyi şöyle anlatıyor: Benî Cidan Mescidinde müezzinlik yaptığım yıllardı... Bir gün tanımadığım bir genç mescide geldi. Namazı kıldık, daha kendisine bir şey sormadan yanımdan uzaklaştı... Aradan birkaç gün geçti genç yine geldi, namazı kıldıktan sonra;
“Bugün ikimiz için de çok güzel, farklı bir gün olacak” dedi ve gitti.

Devamını oku...