Harputlu Hacı Ömer Efendi

Harputlu Hacı Ömer Efendi 1800 (H.1215) yılında Harput’un Germiri köyünde doğdu. Kayseri’de yerleşti ve 1878 (H.1295) yılında orada vefât etti. (Kabri Hunad Câmii şerîfi içerisindedir.) 1830 târihine kadar Harput’ta oturarak yüksek medreselerde ilim tahsîline çalıştı. Bu târihte Ayıntab’a (Gaziantep) ve bir sene sonra da Kayseri’ye gitti. Burada talebe yetiştirmeye başladı. 

Bu mübarek zat, bir dersinde buyurdu ki: 
(Tefsîr-i Mugnî’de diyor ki: “Büyüklerden biri şeytâna dedi ki, senin gibi mel’ûn olmak istiyorum, ne yapayım? İblîs sevinip, benim gibi olmak istersen, namâza ehemmiyyet verme ve doğru, yalan, her şeye yemîn et, yani çok yemîn et! dedi. O kimse de, hiçbir namâzı bırakmayacağım ve artık yemîn etmeyeceğim” dedi). 
(Kurretül’uyûn) kitâbındaki hadîs-i şerîfde buyuruldu ki: (Namâzı özürsüz kılmayan kimseye, Allahü teâlâ on beş sıkıntı verir. Bunlardan altısı dünyâda, üçü ölüm zamânında, üçü kabirde, üçü kabirden kalkarkendir. 
Dünyâda olan altı azâblar: 
1- Namâz kılmayanın ömründe bereket olmaz. 2- Allahü teâlânın sevdiği kimselerin güzelliği, sevimliliği kendinde kalmaz. 3- Hiçbir iyiliğine sevâb verilmez. [Bu hadîs-i şerîf gösteriyor ki, farzları vaktinde kılmayanların sünnetleri kabûl olmaz. Yani sünnetlerine sevâb verilmez.] 4- Duâları kabûl olmaz. 5- Onu kimse sevmez. 6- Müslümânların iyi duâlarının buna fâidesi olmaz. 
Ölürken çekeceği azâblar: 
1- Zelîl, kötü, çirkin can verir. 2- Aç olarak ölür. 3- Çok su içse de, susuzluk acısı ile ölür. 
Kabirde çekeceği acılar: 1- Kabir onu sıkar. Kemikleri birbirine geçer. 2- Kabri ateşle doldurulur. Gece, gündüz onu yakar. 3- Allahü teâlâ, kabrine çok büyük yılan gönderir. Dünyâ yılanlarına benzemez. Her gün, her namâz vaktinde onu sokar. Bir ân bırakmaz. 
Kıyâmette çekeceği azâblar: 
1- Cehenneme sürükleyen azâb melekleri yanından ayrılmaz. 2- Allahü teâlâ, onu kızgın olarak karşılar. 3- Hesâbı çok çetin olup, Cehenneme atılır.) 

TALEBELERİNE İŞARET VERDİ! 
Harputlu Hacı Ömer Efendi, vefâtından kısa bir zaman önce mübârek Mîrâc gecesinde talebeleri ile sohbet ederken, onlara kendisinin böyle mübârek bir gecede Rabbine kavuşacağı işâretini verdi. Gerçekten de bu konuşmadan kısa bir zaman sonra 1878 (H.1295) yılının Mîrac gecesinde vefât etti... 

Toplam Görüntülenme: 1362

Yayın tarihi: Perşembe, 01 Eylül 2011

Bunları okudunuz mu?