Ebü’l-Kâsım Debbûsî

Ebü’l-Kâsım Debbûsî rahmetullahi aleyh, Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Buhârâ ve Semerkand arasında kalan Debbûsiyye köyündendir. Zeynel Âbidîn bin Ali hazretlerinin en küçük oğlu Hüseyin’in soyundandır. Bağdad’da 487 (m. 1094) senesinde vefât etti. Bir talebesine buyurdu ki: 

“Bir akıl, başka bir akılla birleşirse, kötü iş işlemekten, kötü söz söylemekten kurtulur. Fakat nefs başka bir nefsle dost olursa, cüz’î akıl işsiz güçsüz kalır, bir iş göremez olur. Yalnız kaldığın ve danışacak bir akıl sahibi bulamadığın için, ümitsizliğe düşersen hakîkat güneşine mensup bir dostun, bir mürşidin gölgesi altına girersin. Yürü, çabucak kendine bir Hak dostu ara; böyle yaparsan Allah senin dostun olur, yardımcın olur.” 

“Evlâdım; her kimi Allah tâlibi (Allah’ı isteyen) görürsen, onun dostu ol! Allah’ı isteyenlerin, Allah dostu olanların komşusu olursan, sen de Hakk’ı isteyenlerden olursun, onların sâyesinde sen de nefis savaşını kazanırsın. Bu dünyada kurulan dostlukların da nefsânî gayeler için olmaması gerekir. Şayet dostluk nefsânî ise bunlar âhirette düşmanlığa dönüşecektir... 

Bütün bunların yanında dostluk kadar, dostluğu muhafaza etmek, yâni dostluk ölçüleri içinde yaşamak da çok önemlidir. Büyüklerimiz buyurmuşlar ki: 

“Dostlarla konuşurken, çok dikkatli ve ihtiyatlı hareket etmelidir. Çünkü söz vardır, keskin kılıç gibidir; dostluğu keser, öldürür. Kalbde tedavisi imkânsız yaralar açar. Kalb bahçesindeki yeşillikleri, sevgi çiçeklerini kış mevsimi gibi öldürür. Bir söz de vardır, ilkbahar mevsimi gibidir. Her tarafı süsler, güzelleştirir; sayısız yararlar sağlar.” 

Ed-Debbûsî hazretleri vefatından kısa bir zaman evvel buyurdu ki: “Ey insanoğlu, sana nasihatim şu olsun. Hayatın boyunca iyilik üzere ol. İmânı, İslâmı öğren ve öğret. Hem kendine, hem başkalarına iyilik et, yardımcı ol. Çünkü bir gün gelecek, sen de ölecek, bu dünyâdan ayrılacak, âhirete gideceksin. Zenginlik hâlinde iyilik yapmayan, Allahü teâlânın ihsân ettiği mal ve beden zenginliğini yerinde kullanmayan, bunların elden gitmesi hâlinde, şüphesiz çok pişmanlık çekecektir, İşte, Allahü teâlânın sana verdiği bu sıhhat ve zenginlik hâlinde, O’nun rızâsı olan işlere koş. Bu hâlini ganîmet bil. Vakit geçirmeden, kendin için ve başkaları için emrolunanları yap. Zîrâ, ileride çok zor günler gelecektir. Âhirette ise, dünyâda iken yaptıkların karşına çıkacaktır.” 

Toplam Görüntülenme: 992

Yayın tarihi: Pazartesi, 24 Aralık 2012

Bunları okudunuz mu?