Cennette iftar etti... Abdullah bin Mahreme

Abdullah bin Mahreme, İslâmiyeti ilk kabul eden sahabelerdendir. Asıl adı, Ebû Muhammed Abdullah bin Mahreme bin Abdil’uzzâ El-Kureşi El-Âmiri’dir. Ca’fer bin Ebû Talib’le Habeşistan’a hicret etmişti. Habeşistan’dan da Medine’ye hicret etti. Bu sırada otuz yaşındaydı. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) onu Ferve bin Amr El-Beyâzi ile kardeş yaptı

BÜTÜN SAVAŞLARA KATILDI...
Abdullah bin Mahreme, ibadete düşkün bir sahabi idi. Peygamber Efendimizle bütün savaşlara katıldı. Şehadet arzusuyla yanıyordu. Savaş içinde dahi oruç tutardı. Daima derdi ki: “Her mafsalım darbe yesin, Allah yolunda bu tatlı canım tükensin, Yeter ki Rabbim şehidler içine seçsin!..”
Nitekim, kırk yaşında iken Yemâme Savaşı’na katıldı. Yemame Harbi ki, Hazret-i Ebubekir (radıyallahü anh) devrinde, yalancı peygamber Müseyleme’tül-Kezzab ordusuna karşı yapılmıştır...
Müseyleme, peygamber olduğunu ileri sürerek büyük fitne çıkarmıştı. Hâlid bin Velîd komutasındaki İslâm ordusu bu alçak fitnecinin üzerine sevk edilmişti.
İslâm askeri Müseyleme’tül-Kezzâb’ın ordusunun üzerine şiddetli bir taarruza geçti. Bu sırada Hazreti Vahşi; Hazreti Hamza’yı şehîd ettiği mızrak ile Müseyleme’yi öldürdü.

ÂDETA BİR KAN ÇEŞMESİ!..
Bu cenkte Müseyleme’tül-Kezzâb’ın kırk bin kişilik ordusundan yirmi bini öldürülmüş, fakat Müslümanlardan da iki binden ziyade şehîd verilmişti. Şehîd olanların içerisinde yetmişten ziyade hafız vardı. Yaralıların sayısı da bir hayli fazlaydı. Yaralılar arasında Abdullah bin Mahreme hazretleri de vardı. O kadar yara aldı ki, her tarafından oluk oluk kan akmaya başladı. Bir kan çeşmesi olmuştu.
Onun son anlarını Abdullah bin Ömer (radıyallahü anh) şöyle anlatıyor:
“Onun son anlarını yaşadığı haberi geldi. Ramazandı. Yeni iftar ediyordum. Koştum. Beni görünce ‘iftar oldu mu?’ diye sordu. Biraz su istedi. Fakat ben, getirinceye kadar vefat etti; asıl iftarı etmek üzere Kevser Havuzu’nun bulunduğu âleme göçtü...”

Toplam Görüntülenme: 1589

Yayın tarihi: Cumartesi, 27 Eylül 2008

Bunları okudunuz mu?