Burhâneddîn İbrâhim Kerekî

Burhâneddîn İbrâhim Kerekî hazretleri, Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 776 (m. 1374)’de Ürdün’de Kerek’te doğdu. 853 (m. 1449)’da Kâhire’de vefât etti. Vefatından kısa bir zaman evvel talebelerine şöyle nasihat etti: 

Eshâb-ı kirâmdan Huzeyfe diyor ki: Resûlullaha ileride hâsıl olacak fitnelerden sordum. Çünkü, bunların şerrine yakalanmaktan korkuyordum. Zararlı şeyden sakınmak, faydalı şeye kavuşmaktan daha mühimdir. Buradaki fitne, insanlar arasında karışıklık, döğüş demektir. Haram işlemenin yayılması da fitne ise de, bunu sormaya lüzûm yoktur. Çünkü, haramlar bellidir. (Yâ Resûlallah, biz, Müslüman olmadan önce kötü kimselerdik. Allahü teâlâ, Senin şerefli vücûdun ile, İslâm nîmetini, iyilikleri bizlere ihsân etti. Bu saadet günlerinden sonra, yine kötü zaman gelecek mi dedim. (Evet gelecek!) buyurdu. Bu şerden sonra, hayırlı günler yine gelir mi dedim. Yine (Evet gelir. Fakat, o zaman bulanık olur) buyurdu. Yâni, bu zamanda, iyilik kötülükle karışık olur. Kalbler, ilk zamanlarda olduğu kadar sâf ve tertemiz olmaz. Îtikatların sahih, amellerin sâlih ve idarecilerin adaletleri, birinci asırdaki gibi olmaz. Kötülükler, bid’atler, her tarafa yayılır. İyiler arasına kötüler, sünnetler arasına bid’atler karışır. Bulanıklık ne demektir, dedim. (Benim sünnetime uymayan ve benim yolumu tutmayan kimselerdir. İbâdet de yaparlar. Günah da işlerler) buyurdu. Hayır da yaparlar, şer de yaparlar. Bid’at işlerler. Bu hayırlı zamandan sonra, yine şer olur mu? dedim. (Evet. Cehennemin kapılarına çağıranlar olacaktır. Onları dinleyenleri Cehenneme atacaklardır) buyurdu. Yâ Resûlallah! Onlar nasıl kimselerdir? dedim. (Onlar da, bizim gibi insanlardır. Bizim gibi konuşurlar) buyurdu. Yâni, Arabî konuşurlar. Âyet ve hadis okuyarak, vaaz ve nasihat ederler. Fakat, kalblerinde hayır ve iyilik yoktur. Onların zamanlarına yetişirsek, ne yapmamızı emredersiniz? dedim. (Müslümanların cemaatine ve hükûmetine tâbi ol) buyurdu. Müslüman cemaati ve Müslüman hükûmeti yoksa, ne yapalım dedim. (Bir kenâra çekil. Aralarına hiç karışma. Ölünceye kadar, yalnız yaşa!) buyurdu. 

Bir hadis-i şerifte de, (Benden sonra öyle hükûmetler olur ki, benim yolumdan ayrılırlar. Kalbleri şeytan yuvasıdır. Bunlara da itaat ediniz! Karşı gelmeyiniz! Sizi döğse de, mallarınızı alsa da karşı gelmeyiniz!) Yâni, zâlim olan, malınıza, canınıza saldıran hükûmete de isyân etmeyiniz. Fitne çıkarmayınız, buyurdu.

Toplam Görüntülenme: 803

Yayın tarihi: Salı, 12 Şubat 2013

Bunları okudunuz mu?