Burhâneddîn Bâûnî

Burhâneddîn Bâûnî hazretleri, Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 777 (m. 1375) senesinde Şam'da doğdu. 870 (m. 1465) senesinde vefât etti. Vefatından kısa bir zaman evvel buyurdu ki: 

Güzel ahlâk, sevgi meydana getirir. Kişinin rahata kavuşmasına, insanların da ondan emîn olmalarına sebep olur. Kötü ahlâk ise, sahibinin yorulmasına, insanların da kendisinden eziyet ve sıkıntı görmesine sebep olur. Resûlullah efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) birisi gelerek nasihat istedi. "Nerede olursan ol, Allahü teâlâdan kork!" buyurdu. Gelen o şahıs; "Biraz daha nasihat eyle" deyince; "Bir kötülük yaptığın zaman, peşinden iyilik yap" buyurdular. 

Enes bin Mâlik (radıyallahu anh) buyurdu ki: "Kul, çok ibâdet edenlerden olmasa bile, güzel ahlâkı sebebiyle Cennette en yüksek dereceye ulaşır. Yine kul, çok ibâdet edenlerden bile olsa, kötü ahlâkı sebebiyle Cehennemde en aşağı dereceye düşer." 

Mürüvvet, başkalarına iyilik etmesini sevmek demektir. Büyüklerden birine, mürüvvetin ne olduğu suâl edildiğinde buyurdu ki: "Allahü teâlânın haram kıldıklarından sakınmak ve helâl olan bir işte meslek, san'at sahibi olmaktır." Şu hasletleri kendisinde toplayan kimse mürüvvet sahibidir 1) İnsanlardan değil, sâdece Allahü teâlâdan korkmak. Âl-i İmrân sûresi 173. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: "Onlar öyle kimselerdir ki, insanlar kendilerine; 'Düşmanlarınız size karşı ordu hazırladı. O hâlde onlardan korkun' (dediler) de, bu söz, onların îmânlarını arttırdı ve üstelik; 'Allah bize kâfidir ve O ne güzel vekîldir' dediler." 2) Belâ ve musibetlere sabretmek. Kasas sûresi 54. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: "İşte bunlara, sabırlarından dolayı mükâfatları iki kat verilecektir. Bunlar, kötülüğü iyilikle savarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan hayra harcarlar." 3) Ni'metlere şükretmek. 4) Allahü teâlânın emrini, kendi nefsinin arzusuna tercih etmek. 5) İnsanlara yardım etmek ve fâideli olmak. Ahnef bin Kays'a (radıyallahu anh), mürüvvetin ne olduğu suâl edildiğinde cevaben buyurdu ki: "Güzel dostluk, doğru konuşmak, her yerde ve her ân Allahü teâlâyı hatırlamak." 

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: "İnsanlarla muâmelesi olan kimse, onlara zulmetmesin. Onlara bir şey anlatan kimse, onlara yalan söylemesin. Onlara vaadde bulunan kimse, vaadinden dönmesin. Böyle olan kimse, mürüvveti kemâle eren, adâleti apaçık ortaya çıkan, (müslüman) kardeşleri tarafından sevilen kimselerden olur." 

Toplam Görüntülenme: 819

Yayın tarihi: Cumartesi, 05 Ocak 2013

Bunları okudunuz mu?