Bir gönül sultanı Behâeddîn Zekeriyyâ

Hindistan’da yetişen Allah adamlarından Hâce Behâeddîn (Muhammed bin Kutbüddîn) iyilik, lütuf, ikrâm ve ihsân sâhibi, eli açık, cömert bir zât idi. Misâfiri çok sever, çok ikrâmlarda bulunurdu. Onun zenginliği, fakirlerden ve zenginlerden bâzıları arasında çeşitli dedikodulara yol açtı...

“DÜNYA METÂI PEK AZDIR!..”
Allah adamlarının hâllerini anlayamıyan bu zavallılar, o büyük zâtın mal toplamakla meşgûl olduğunu zannediyorlar; “Bizim bildiğimiz evliyânın dünyâ ile alâkası olmaz. Bunun ise, bu kadar malı var. Bu nasıl iştir?” diyorlardı...
Bunun gibi sözler, Behâeddîn hazretlerinin kulağına gidince, insanların dünyâlık şeyler ile meşgûl olmasına üzülerek; “Dünyânın tamâmının kıymeti nedir ki, bizde olan bir kısmının bir ehemmiyeti olsun? Allahü teâlâ, Nisâ sûresi 77. âyet-i kerîmesinde sevgili Peygamberine hitâb ederek meâlen; “De ki, dünyâ metâı (menfaati ve ondan istifâde etme, faydalanma) pek azdır (ve çabuk sona ericidir)” buyuruyor. Yılan ile arkadaşlık etmek, onun zehrini tanımayanlara zarardır. Ama zararını bilip iyi korunan için, yılanın ne zararı olabilir. Bunun gibi, dünyâ malı, kendisine gönül verenler, bunun zararını anlayamayanlar için elbette zararlıdır. Fakat, zararını iyi anlayıp, kendisini koruyanlar, ona gönlünü kaptırmayanlarda dünyâlık bulunmasının hiç zararı olmaz” buyururdu.

“RIZA-İ İLAHİYE KAVUŞMAK İÇİN!”
Behâeddîn Zekeriyyâ hazretleri, vefatından biraz önce hazırladığı vasiyetnâmesinde buyuruyor ki:
“Kulların, Allahü teâlâya sıdk ve ihlâs ile ibâdet etmeleri gerekir. Bu ise, ibâdetlerde ve zikirlerde Allahü teâlâdan başkasına âit düşünceleri atmak, yok etmek, bunları sırf Allahü teâlâ için yapmakla mümkün olur. Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için hâllerinizi güzelleştirip düzeltmekten, sözlerinizde ve işlerinizde nefsinizi hesâba çekmekten başka yol yoktur. İhtiyacınız kadar konuşun ve iş yapın. Bir şey yapacağınız ve bir şey söyleyeceğiniz zaman önce Allahü teâlâya sığının. Yapacağınız ve söyleyeceğinizin hayırlı bir şey olması için O’ndan yardım dileyin. İhtiyâcınızdan fazlasını istemeyiniz...
Muhabbet, her türlü kir ve lekeyi yakıp temizleyen bir ateştir. Bu hakîkî muhabbet hâsıl olunca, artık zikreden, zikrolunanı müşâhede ile, görür gibi zikreder. İşte böyle yapılan zikir, felâha, kurtuluşa ereceklere vâdolunanların yaptığı zikirdir.”

Toplam Görüntülenme: 1648

Yayın tarihi: Cuma, 25 Temmuz 2008

Bunları okudunuz mu?