Allah'ın düşmanına yardım etmek!
Şeyh Muhammed İhsân, Silsile-i aliyyeden olan Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin olgun halîfelerindendir. Abdülhak-ı Dehlevî'nin soyundandır. Hicri on üçüncü asrın ortalarında Hindistan’da Delhi’de vefât etti. Bir gece rüyâsında Mazhar-ı Cân-ı Cânân'ı gördü. Süt ile pirinç pilavı yiyordu. Yemeğinden artanı Muhammed İhsân'a verdi. O da yiyip çok lezzet aldı. Heyecanla uyandı. Mazhar-ı Cân-ı Cânân'ın talebeleri arasına girdi. Müceddidiyye yolunda çok yüksek makamlara kavuştu.
Şeyh Muhammed İhsân'ın kerâmetleri pek çoktur. Kendisi şöyle anlatır: "Bir defâsında bulunduğumuz bölgeyi düşman istilâ etmişti. Ben kendi küçük hücremde, odamda tam bir tevekkül ile oturmuş, Allahü teâlânın zikri ile meşgûldüm. Her tarafı istilâ edip, yağmalayan fitnecilerin rahatsız etmesinden Allahü teâlâya sığındım. O gün akşama kadar, fitneci ve yağmacılar her tarafı perişân ettikleri hâlde, Allahü teâlânın izni ile onlardan hiçbiri benim bulunduğum yere gelmedi."
Toplam Görüntülenme: 68
Yayın tarihi: Cuma, 05 Ocak 2024
Bunları okudunuz mu?
- Duânın kabûl olmasının şartları ve edepleri.
- Akrabana din bilgisi öğretmeyi terk etme!
- Dünyâ nimetleri, şekerle kaplanmış zehir gibidir!
- Evliyânın kerâmeti bizim yolumuzda haktır
- Güneş, ayakkabınıza zarar veriyor efendim
- İnsanlara iyi muâmele etmek, aklın yarısıdır
- Hanım evliyâ Râbia-i Adviyye
- Korku ve ümit, âhiret inancından doğar
- Her harfin kendine has manâları vardır
- Yolumuzun esası, zaruri olan ile yetinmektir