Ahmed Ziyâeddîn ve tövbekâr kemancı...

Ahmed Ziyâeddîn Gümüşhânevî 1813 (H.1228) târihinde Gümüşhâne’nin Emirler Mahallesinde doğdu. 1893 (H.1311) târihinde İstanbul’da vefât etti. Kabr-i şerîfi, Süleymâniye Câmii avlusunda Kânûnî Sultan Süleymân Han Türbesinin kıble tarafındadır...

ABDÜLFETTÂH-I AKRÎ’NİN TALEBESİ
Bu mübarek zat, evliyânın büyüklerinden Abdülfettâh-ı Akrî hazretlerinin talebesidir. Abdülfettâh-ı Akrî hazretlerinin 1864 yılında vefâtından sonra Ahmed Ziyâeddîn Efendi, İstanbul’da hak yolun bilgilerini anlatmaya başladı...
Ahmed Ziyâeddîn Gümüşhânevî hazretleri Beykoz taraflarındayken bir gün elinde kemanla serseri serseri dolaşan birini gördü. Fısk ve günah içindeydi. Başını o kişiden yana çevirdiler ve hizmetçisine; “Git o zavallıyı çağır buraya gelsin” buyurdular. Bundan sonrasını hizmetçi şöyle anlatır:
O çalgıcı kişinin yanına vardım ve ona; “Gel seni hocamız Ziyâeddîn Gümüşhânevî hazretleri istiyor” dedim. Çalgıcı gülmeye başladı ve bana; “Hocanız beni ne yapacakmış?” dedi. Ben de; “Bilmiyorum. Seni çağırmamı söyledi” dedim. Berâberce geldik. Ziyâeddîn hazretleri ona; “Yaklaş!” buyurup kulağına bir şeyler fısıldadı. Bunun üzerine kemancı titreyip ağlamaya başladı. Tövbe ederek hocama talebe oldu. Dergâhta yıllarca sadâkatle hizmet etti. Güzel hallere kavuştu. Lâkin Ziyâeddîn hazretlerinin ona gizlice ne söylediğini kimse anlayamamıştı...”
Dergâhtaki talebeler bir gün tövbekâr kemancıya; “Kardeşim! Hayli zamandır gizler durursun. Açıkla bu sırrı!” dediler. Bunun üzerine o şöyle anlattı:

“SENİN ÂKIBETİN İYİ OLACAK”
“Önceleri bir zâtın talebesiydim. Lâkin o zâtın etrâfını bozuk inanışlı kimseler sarmıştı. Hocamsa îtikâdı düzgün temiz birisiydi. Vefât edeceği zaman bana; ‘Oğlum! Seni Allahü teâlânın sâlih kullarına ısmarlıyorum. Âkıbetin iyi olacak. Sakın evliyâyı inkâr etme!’ buyurdu. Sonra vefât etti. Bunun üzerine ben bozuk inanışlı kimselerden ayrıldım. Birçok yerler dolaştım. Lâkin nefsime uyup serseri bir hâle düştüm. Çalgıcı oldum. Cenâb-ı Hak karşıma Ahmed Ziyâeddîn Gümüşhânevî hazretlerini çıkardı. Beni de ona yaklaştırdı. Gümüşhânevî hazretleri o gün gizlice kulağıma; ‘Oğlum! Hocan seni bize ısmarladı. Artık hak yolu bizden öğrenirsin’ buyurdu. Bu sözü işitince hemen hocamın yıllar önce bana söylediklerini hatırladım ve talebesi oldum.”

Toplam Görüntülenme: 1695

Yayın tarihi: Çarşamba, 15 Ekim 2008

Bunları okudunuz mu?