Kadılığı kabul etmezdim ancak!

Ebû Amr-ı Hafs hazretleri İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin talebesi olup, ondan fıkıh ilmi tahsil etti. 

Halife Hârûn Reşîd; Abdullah bin İdrîs, Veki’ bin Cerrah ve Hafs bin Gıyâs’ı huzûruna çağırdı. Üçünden birini kadı yapmak istiyordu. Hârûn Reşîd’in yanına varınca Abdullah bin İdrîs “Esselâmü aleyküm” deyip felçli gibi kendini yere attı. Garip hareketlerde bulundu. Hârûn Reşîd “Elsiz (felçli) ihtiyârı alın götürün bunda fazîlet yoktur” dedi. Veki’ bin Cerrah da parmağını gözünün, üstüne koyup, “Bir yıldan beri bununla görmedim” dedi. Maksadı parmağı idi. Parmak zaten görmez idi. Fakat o mecliste bulunanlar gözüne işâret ettiğini sanıp, gözü görmeyince kadılık yapamaz dediler. Bu iki manalı söz ile hem kadılıktan hem de yalandan kurtuldu. Ama Hafs’a gelince o hem çok fakîr hem de borçlu hem de çoluk çocuğu çok idi. Böyle olunca kadılığı kabul etti. Böyle olmasa o da kabul etmezdi. Kendisi “Allahü teâlâya yemîn ederim ki leş (ölü hayvan eti) bana helâl olmadıkça (yani açlıktan ölecek kadar fakîr hâle düşmeyince) kadılığı kabul etmedim” buyurmuştur. Çünkü ölü hayvan etini yani leşi, ancak açlıktan ölecek olan bir kimsenin, yiyecek olarak leşten başka hiçbir şey bulamadığı zaman, ölmeyecek kadar yemesi helâl olur. Böyle olmasına rağmen son derece haramdan sakınır, kul hakkına riâyet ederdi...
Bir gün hastalandı. Bu hastalığı onbeş gün sürdü. Beyt-ül-mâl emînine oğlu ile daha önce aldığı maaşından yüz dirhemi gönderdi ve “Onbeş gündür çalışmadım. Müslümanların hakkıdır, iade ediyorum. Hasta iken çalışmama imkân yoktu. O hâlde bu parayı alamam” dedi.
Rivâyet ettiği hadîslerden dörtbini yazılıp kitaplara geçti. Rivâyet ettiği hadîslerden bazıları şunlardır:
“Her kim riya yaparsa, Allahü teâlâ onun içyüzünü meydana çıkarır.”
“Taşkınlar helak olmuştur.”
“Zekât memuru size geldiği zaman sizden râzı olarak ayrılmalıdır.”
“Bulut ve meleklerin onun korkusundan kendisini tesbih ettiği Allahü teâlâyı noksan sıfatlardan tenzih ederim.”
“Herhangi bir memlekette vefât eden Eshâbımdan biri, kıyâmette mahşer yerine giderken, o memleketin Müslümanlarına önder olur ve onların önlerini aydınlatır.”
“Benim mescidimde kılınan namaz, Mescid-i Haram hariç, diğer mescidlerde kılınan namazlardan efdaldir. Mescid-i Haram’da (Kâbe’de) kılınan bir namaz, burada (Peygamber mescidinde) kılınan 100 namazdan efdaldir.”

Toplam Görüntülenme: 1050

Yayın tarihi: Salı, 23 Ocak 2018

Bunları okudunuz mu?