Kur’ân-ı kerîmdeki üç kısım ahkâm
Ömer bin Abdürrahîm el-Basrî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Seyyiddir. Basra’da doğdu. 1037 (m. 1627)’de Mekke-i mükerremede vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Ahkâm-ı islâmiyyenin hepsi Kur’ân-ı kerîmden çıkmaktadır. Kur’ân-ı kerîm, bütün Peygamberlere “salevâtullahi aleyhim” gönderilmiş olan, bütün kitâplardaki ahkâmı ve dahâ fazlasını kendisinde toplamaktadır. Kur’ân-ı kerîmdeki bu ahkâm üç kısımdır:
Birinci kısm ahkâmı, ilm ve akıl sâhibi, (İbâret-i nass) ile ve (İşâret-i nass) ile ve (Delâlet-i nass) ile ve (Mazmûn-i nass) ile ve (İltizâm-i nass) ile ve (İktizâ-i nass) ile kolayca anlayabilir. Yani her âyet-i kerîmede, ibâret, delâlet, işâret, iltizâm, iktizâ ve tazammün bakımından çeşitli manalar ve hükümler vardır. (Nass), manaları açık ve meydânda olan âyet-i kerîmelere ve hadîs-i şerîflere denir.
Kur’ân-ı kerîmdeki ahkâmdan ikinci kısmı açıkça anlaşılmaz. İctihâd ve istinbât yolu ile meydâna çıkarılabilir. Bunu ancak, ictihad derecesine erişmiş olan müctehid imamlar yapabilir.
Kur’ân-ı kerîmde bulunan ahkâmdan üçüncü kısmı, o kadar derin ve gizlidir ki, bunları anlayıp çıkarmaya insan gücü yetişemiyor. Bunlar, Allahü teâlâ tarafından bildirilmedikçe, anlaşılamaz. Bu da ancak Peygamberimize “sallallahü aleyhi ve sellem” gösterilmiş, bildirilmişdir. Başkasına bildirilmez. Bu ahkâm da, Kur’ân-ı kerîmden çıkarılıyor ise de, Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” tarafından açıklanmış olduklarından, bunlara (Sünnet) denir. Birinci ve üçüncü kısm ahkâmda kimse, Peygamber efendimizden ayrılamaz. Bütün Müslümanların, bunlara inanması ve tâbi olması lâzımdır. Ahkâm-ı ictihâdiyyede ise, her müctehidin kendi çıkardığı hükme tâbi olması lâzımdır. Başka müctehidlerin ahkâmına tâbi olamaz. Bir müctehid, başka müctehide, ictihâdından dolayı yanıldı, doğru yoldan ayrıldı diyemez. Zîrâ, her müctehide, kendi ictihâdı hakdır ve doğrudur. Peygamber efendimiz uzak memleketlere gönderdiği Eshâb-ı kirâma, karşılaşacakları meselelerde, Kur’ân-ı kerîmin hükmü ile hareket etmelerini, Kur’ân-ı kerîmde bulamazlar ise, hadîs-i şerîflerde aramalarını, burada da bulamazlar ise, kendi rey ve ictihâdları ile amel etmelerini emir buyururdu.
Toplam Görüntülenme: 937
Yayın tarihi: Salı, 14 Şubat 2017
Bunları okudunuz mu?
- Öğrenilmesi lâzım olan bilgiler
- Sana kim dedi ki dünya ile hoş ol
- Cimrilikle iyilik beraber bulunmaz
- Sâlih kimselere dil uzatma
- Allah indinde en makbul amel
- Her harfin kendine has manâları vardır
- Yolumuzun esası, zaruri olan ile yetinmektir
- Her varlık, Allah'ı tesbih eder
- O gâzilerle harp etmek akıllıca bir iş değildir
- Allah adamlarında üç alâmet vardır