Şâhî Mûytâb hazretleri
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 10 Kasım 2011
Şâhî Mûytâb hazretleri, Hindistan’da Bedâyûn şehrinde yetişen evliyânın büyüklerindendir. On ikinci asrın sonları ile on üçüncü asrın başlarında yaşamıştır. Kâdı Hamîdüddîn Nâgûrî’nin derslerinde yetişti. İlim öğrenmekteki aşk ve gayreti ile kısa zamanda yetişip, büyük âlimlerden, zamânında bulunan evliyânın önde gelenlerinden oldu... Bu mübarek zat buyurdu ki:
Karabaş Ali Efendi
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 09 Kasım 2011
Karabaş Ali Efendi 1611 (H.1020) senesi Arapgir’de doğdu. Tahsilini burada tamamladıktan sonra Kastamonu vilâyetine hicret edip, burada Şeyh Şâbân-ı Velî hazretlerine talebe oldu. Onun sohbetlerinde yetişip velîlik makamlarına yükseldi. Sonra İstanbul’a geldi ve Üsküdar’daki Mehmed Paşa Câmiinde vaaz ve nasîhatlerde bulundu. Sultan Dördüncü Mehmed Han da vaazlarına gelirdi ve vaazın başından sonuna kadar gözyaşları dökerdi...
Kanadıkırıkzâde Mustafa Efendi
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 08 Kasım 2011
Kanadıkırıkzâde Mustafa Efendi, kıymetli âlim ve velîler yetiştirmiş bir aileden olup eski Maraş Müftîsidir. 1918 yılında vefât etti. Kabri, Kahramanmaraş’ta Şâzibey Câmii bahçesindedir...
Mustafa Efendi vefatından kısa bir zaman önce bir vaazında buyurdu ki:
Emîr Cihângir Semnânî
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 07 Kasım 2011
Emîr Cihângir Semnânî hazretleri, Hindistan’ın büyük velîlerinden olup seyyiddir. 1405 (H.808) senesinde vefât etti. Kabri Cunpûr’un Keçûnce köyündedir...
Aslen Türkistan’ın Semnân beldesinden olan Semnânî, Emîr Seyyid Ali Hemedânî ile berâber seyahat ederlerdi. Sonunda yolu Hindistan’a düştü. Keşf ve kerâmet sâhibi olmasına rağmen, Şeyh Alâ-ül-Hak’ın talebeleri arasına katıldı. Bu zâtın yanında, sohbet ve hizmetinde bulunmakla, daha yüksek makam ve hâllere kavuştu. Hakîkat ve tevhîd ilmine dâir çok yüksek mânâlı sözleri vardır.
Semnânî hazretleri, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
Muhammed Zühdi Efendi
Meşhurların Son Sözleri
Pazar, 06 Kasım 2011
Muhammed Zühdi Efendi, Selahaddîn-i Uşâkî hazretlerinin halîfesidir. Hocası tarafından İstanbul’dan Nazilli’ye, insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını öğretmek üzere gönderildi. 1806 yılında vefât etti...
Zühdi Efendi, vefatına yakın talebelerine buyurdu ki:
İbrâhim Kabâdî hazretleri
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 04 Kasım 2011
İbrâhim Kabâdî hazretleri, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin akrabâlarındandır. 1446 (H.850) târihinde hac dönüşü Mısır’da vefât etti. Vefât ettiklerinde yaşı yüzü geçmişti. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
Aşçı Dede hazretleri
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 04 Kasım 2011
Aşçı Dede hazretleri 1828 (H.1244) senesinde İstanbul’da Kandilli’de doğdu. Erzincan’da, Vehbi Hayyât’ın (Terzi Baba) halîfesi olan Hacı Fehmi Efendi’ye talebe oldu ve yüksek derecelere kavuştu. Talebe yetiştirmek için icazet alarak İstanbul’a döndü. Bir hac seferinde Medîne’de vefât ettiği ve orada defnedildiği nakledilmiştir.
Aşçı Dede hazretleri sohbetlerinde, büyük üstadı İmamı-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat kitabını okurdu. Vefatından kısa bir zaman önce şu mektubu okuyordu:
İbn-i Ârif hazretleri
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 03 Kasım 2011
İbn-i Ârif hazretleri, Endülüs evliyâsının büyüklerinden olup Kırâat ve Mâlikî mezhebi fıkıh âlimidir. 1088 (H.481) senesinde doğdu. 1142 (H.536) senesinde Fas’ın Merrakeş şehrinde vefât etti. Çok kerametleri görülmüştür. Talebesi Ebû Abdullah Gazâlî anlatır:?“Bir?gün?hocam?İbn-i?Ârif’in huzûrundan dışarı çıktım. Boş bir arâzide yürümeye başladım. Gördüğüm her ağaç, yaklaştığım her ot dile gelip bana;
Hüsâmeddîn Pârisâ hazretleri
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 02 Kasım 2011
Hüsâmeddîn Pârisâ, Alâeddîn-i Attâr hazretlerinin yüksek talebelerinden ve halîfelerindendir. Hal tercümesi hakkında fazla bilgi bulunmayan Hüsâmeddîn Pârisâ, dokuzuncu asrın ikinci yarısında vefât etti. Kabri Belh şehrindedir. Kıymetli sohbetleri vardır. Bir sohbetinde buyurdu ki:
Hübeyret-ül-Basrî hazretleri
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 31 Ekim 2011
Hübeyret-ül-Basrî hazretleri, Huzeyfetü’l-Mer’âşî hazretlerinin halîfelerinin ileri gelenlerindendir. Hakkındaki bilgiler çok azdır. 900 (H.287) yılında vefât etti. Hocası Huzeyfetü’l-Mer’âşî ile bir beldeye gittiklerinde, başlarından geçen hâdiseyi şöyle anlatır:
“Huzeyfetü’l-Mer’âşî hazretleri, kendisini karşılamak için toplanan halkı görünce, Allah korkusundan ağlamaya başladı. Yanına biri gelip;
-Ey üstâd! Niçin bu kadar ağlayıp sızlayıp, sıkıntı çekmektesin? Yoksa Allahü teâlânın, Rahîm, Kerîm, Gafûr olduğunu bilmiyor musun? dedi.