Bu sayfayı yazdır

Kaza ederken tertibe riayet etmek farzdır

Şemsüddîn İbn-i Kudame hazretleri Hanbelî fıkıh âlimidir. 597'de (m. 1200) Şam’da doğdu. Orada ve Medine'de fıkıh ilmi tahsil ederek pek çok âlimden icazet aldı. 682 (m. 1283)’de vefat etti. Buyurdu ki:

Bir günlük beş vakit farz namazla vitri kılarken ve kaza ederken tertibe riayet etmek, yani sıralarını gözetmek farzdır. Sabah namazına uyanamayan, hutbe okunurken bile hatırlarsa, hemen bunu kaza etmelidir. Bir namazı kılmadıkça ve bunu kaza etmedikçe, bundan sonraki beş vakit namazı kılmak caiz olmaz. Hadis-i şerifte, (Bir namazı uykuda geçiren veya unutan kimse, sonraki namazı cemaatle kılarken hatırlarsa, imamla namazı bitirip, sonra önceki namazını kaza etsin! Bundan sonra, imamla kıldığını tekrar kılsın!) buyuruldu.
[Mesela öğle namazını kılmayı unutup ikindi vakti girse, tertip sahibi kimsenin, önce öğleyi kaza etmesi gerekir. Uyuyup öğle namazını kaçıran kimse de, önce öğleyi kaza ettikten sonra ikindiyi kılar.]
Sabah namazına başlamadan veya namaz arasındayken, vitri kılmadığını hatırlayan kimse, vitri kaza etmeden sabah namazını kılsa, kabul olmaz. Güneş doğmasına, yalnız vitri kaza edecek kadar zaman kalmışsa, ancak bu hâlde sabah namazı kabul olur. Demek ki, bir namaz vaktinin sonunda, kazayı da kılacak kadar zaman kalmazsa, kazayı önce kılmak lüzumu affolur.
Vakit daraldı sanarak, vakit namazının farzını kılan, sonra daha zaman olduğunu anlasa, kazayı ve sonra vaktin farzını tekrar kılar. Vaktin namazına başlarken veya namaz içindeyken, kazası olduğunu unutursa, namazdan sonra hatırlasa da, kıldığı namazı kabul olur, çünkü unutmak özürdür. [Mesela sabah namazını kılarken vitri kılmadığını unutsa, namaz kıldıktan sonra hatırlasa bile sabah namazı sahih olur. Eğer namaz içindeyken hatırlarsa, o namaz sahih olmaz. Önce vitri kılması gerekir. Bir başka örnek: Sabahı kılmadığını hatırladığı hâlde öğleyi kılarsa öğle sahih olmaz, fakat sabahı kılmadığını unutarak öğleyi kılarsa sahih olur. Unutmak özür oluyor.]
Kazaya kalan namaz sayısının altı olması da, sırayla kılmayı affettiren bir özürdür. Kılmadığı veya kılıp da kabul olmayan farz namazı sayısı altı olan bir kimse, tertip sahibi olmaz. Kaza namazlarının birbiri arasında ve bunlarla vakit namazları arasında sırayı gözetmesi lazım olmaz. Mesela bir farzı kılmayan kimse, bunu hatırladığı hâlde, beş tane vakit namazı kılsa, bu beşi kabul olmayacağı için, kılınmamış namaz sayısı altı olur. Vitir namazı, burada hesaba katılmaz. Eskiden kazaya kalmış farzlar da hesaba katılır.

Toplam Görüntülenme: 506

Yayın tarihi: Pazartesi, 03 Ağustos 2020