Bu sayfayı yazdır

Şefkatli babanın sözünü iyi dinle

Muhammed Fakîh hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 798 (m. 1395)’de vefât etti. Hâlleri ve kerâmetleri çok idi. Şöyle anlatılır:

“Bir kişi, başka bir beldeden, Ebû Abdullah’ı ziyâret için yola çıktı. Yolda eşkıyalar önünü kesip, elbiselerini ve yanında bulunan paraları aldılar. O kişi, Ebû Abdullah el-Fakîh’in yanına gelince, durumu ona anlattı ve;
-Hakkımı bana döndürünceye kadar senin yemeğini yemem, dedi.
Ebû Abdullah onu, dedesi Şeyh Yûsuf’un kabrine götürdü, ihtiyâç ânında onun kabrine gitmek onun âdeti idi. Kendi yüksek derecesini böylece setrediyordu. Kabrin yanında bir saat kadar oturdular. Sonra Ebû Abdullah, misâfirine;
-Kabrin arkasına bak, ne görüyorsun, dedi. Bakmak için kalktığında, elbisesini ve içindeki dirhemlerinin hiç eksilmemiş olarak durduğunu gördü.”
Şeyh Sâlih Ahmed es-Sûfî şöyle anlatır: “Şeyh Ebû Abdullah’la sahrada yürüyorduk. Ben ona;
-Ey efendim! Evliyâya yürüme hâlinde özel bir durum var mıdır? diye sordum. O da;
-Evet, tahyiz vardır, deyince, ben;
-Tahyiz nasıl olur? diye sordum. Bana dönerek;
-İşte böyle! dedi ve yerinden, hareket etti. Bir de baktım ki, bilmediğimiz bir yerdeyiz. Bana dönerek;
-Ey Ahmed! Bizimle, önceki bulunduğumuz yer arasında iki aylık yol var, dedi. İkinci defa hareket etti. Bir de baktım ki, yine önceki yerimizdeyiz...”
Muhammed Fakîh hazretleri buyurdu ki: “Akıllı kimse, güzel ve faydalı latifeler yapmak ve asık yüzlü olmayı terk etmek sûretiyle insanların sevgisini kazanır.”
“Latife (hoş ve ince manâlı söz) iki çeşittir. Birincisi; övülen latifedir. Buna, Allahü teâlânın beğenmediği bir söz ve iş bulaşmaz. İkincisi; kötü latifedir. Bu latife, insanlar arasında düşmanlık meydana getirir. Vekarı giderir. Dostluğu bozar. Bayağı ve alçak kimseler ona karşı cesâret kazanır. Makam ve mevki sahibinin kinini kazanır.”
“Makam ve mevki sahibi kimse ile latife yapma, sana kin besler. Alçak ve bayağı kimselere de latife yapma, yoksa sana karşı cüret gösterip, edebsizlik yapar.”
Bu mübarek zat, vefat ederken oğluna şöyle nasihatte bulundu:
“Ey oğlum! Sana nasîhat olarak şunu seçtim. Şefkatli babanın bu sözünü iyi dinle münâzarayı, söze muhalefet etmeyi, şaka ile insanlara takılmayı terk et. Bunları, sevdiğim kimseler için hoş görmüyorum. Çünkü ben münâzarayı, söze muhalefet etmeyi, şaka ve insanların birbirine takılmasını denedim. Bunları hiç kimseye tavsiye etmem.”

Toplam Görüntülenme: 720

Yayın tarihi: Cumartesi, 04 Ocak 2020