Bu sayfayı yazdır

Resûlullahın kabr-i şerîfini ziyaret hakkında

Hayatî Ahmed Efendi Osmanlı fıkıh âlimidir. 1166 (m. 1753)’de Elbistan'da doğdu. Elbistan Müftüsü Seyyid Ahmed Efendi'nin oğludur. Tahsilini tamamladıktan sonra Elbistan'da on yıl kadar müftülük yaptı. İstanbul'a gi­derek Ayasofya Medresesi'nde müderris oldu. 1229 (m. 1814)’de İstanbul'da vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) kabr-i şerîflerini ziyâretin müstehab olduğuna ve Müslümanların bu husustaki icmâına dâir âlimler buyurdular ki:
Kâdı Iyâd buyurdu ki: Resûlullahın kabr-i şerîfini ziyâret sünnettir. Müslümanlar bu hususta icmâ etti. Aynı zamanda bu, teşvik edilen faziletli bir iştir.”
Kâdı Ebü’t-Tayyib buyurdu ki: “Hac ve umreden sonra, Resûlullahı ziyâret etmek müstehabdır.”
Tecrid kitabında, Mahâmilî; “Hacının, Mekke-i mükerremede hac ile alâkalı vazîfeleri bitirdikten sonra, Resûlullah efendimizin kabr-i şerîflerini ziyâret etmesi müstehabdır” demektedir.
Ebû Abdullah Hüseyn bin Hasen Halimi, “Minhâc” adlı eserinde, îmânın şubelerini anlatırken, Resûlullah efendimizi tazim husûsunda şöyle demektedir: “Resûlullaha tazim, onu görüp yüksek sohbetlerinde bulunan Eshâb-ı kirâma nasip olan büyük bir nimettir. Bugün ise, Resûlullahın kabrini ziyâret, Ona tazimi ifâde eden hususlardandır.”
İmâm-ı Mâverdî, “Hâvi” adlı eserinde; “Resûlullahın kabr-i şerîflerini ziyârete gelince, emredilmiş bir husus olup, mendûbdur” demektedir. Ahkâm-ı Sultaniyye’sinde ise; “Hac işlerini yürütmekle görevli kimseler, hacılar hac farizasını yaptıktan sonra, memleketlerine dönecekleri zaman, onları Medîne-i münevvere yolundan götürürler. Böylece hac ile beraber, Resûlullahın kabr-i şerîflerini ziyâret ve O’na hürmet ve itaat hususu da yerine getirilmiş olur. Resûlullahın kabr-i şerîfini ziyâret, haccın farzlarından olmamakla beraber, dînen mendûb ve hacının müstehab ibâdetlerindendir” demektedir. Mühezzeb sahibi ise; “Resûlullahın kabr-i şerîflerini ziyâret etmek müstehabdır” demektedir.
Kâdı Hüseyn buyurdu ki: “Hac bitirildikten sonra, sünnet olan şeyler şunlardır: Hacının mültezemde durup duâ etmesi, zemzem suyundan içmesi, Medîne-i münevvereye gidip Resûlullahın kabr-i şerîflerini ziyâret etmesi.”
Rüyânî buyurdu ki: “Hac vazîfesi bitirildikten sonra, Resûlullahın kabr-i şerîfini ziyâret müstehabdır.”
Eshâb-ı kirâmın bu husustaki icmâı bilindiği için, onların bu mevzûdaki sözlerini bildirmeye ihtiyâç yoktur.

Toplam Görüntülenme: 564

Yayın tarihi: Pazartesi, 16 Aralık 2019