Bu sayfayı yazdır

Hakîkî Allah sevgisini tadanlar.

Hammâd bin Müslim Debbas, Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin hocalarındandır. 525 (m. 1131)’de Bağdad’da vefât etti. 

Ebû Necîb Sühreverdî buyurdu ki: “Hammâd bin Müslim, benim karşılaştığım Bağdad evliyâsının en büyüklerinden idi. Onun büyüklüğünü, talebesi Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerine bakarak anlamak mümkündür. Abdülkâdir-i Geylânî, hocasının büyüklüğünü anlatan en büyük delîldir.”
Yine Ebû Necîb Sühreverdî anlattı: “Halîfe Müsterşid’in hizmetçilerinden birisi, Hammâd bin Müslim’i ziyâret etti. Hammâd bin Müslim o kimseye, 'Sen, yüksek derecelere kavuşacak kabiliyette bir kimsesin. Dünyâya gönül bağlama, âhirete yönel ki, sonunda pişman olmayasın' buyurdu. Hizmetçi bu sözü kabul etmedi. Çünkü kendisinin, halife Müsterşid’in yanında büyük bir yeri vardı. Başka bir gün, o hizmetçi Hammâd bin Müslim hazretlerini ziyâret etti. Hizmetçiye, aynı sözleri yine buyurdu. Hizmetçi, bu doğru sözü dinlemekten kaçınınca, 'Allahü teâlâ, seni, Rabbimizin indinde daha yüksek derecelere çıkarmak için, dilediğim şekilde hareketi bana bildirdi. Şayet kabûl etmezsen, seni baras hastalığına uğratmakla emrolundum' buyurdu." Ebû Necîb der ki: “Vallahi, Hammâd Debbas’ın sözü daha tamam olmamıştı ki, hizmetçinin vücûdunu baras hastalığı kapladı. Hizmetçi kalktı, halîfenin huzûruna gitti. Halîfe doktorları çağırdı. Onu tedâvi için toplandılar. Fakat bir türlü tedâvi edemediler. Halîfe, hizmetçinin saraydan çıkarılmasını emretti. Hizmetçi saraydan çıkarılınca, doğru Hammâd bin Müslim’e geldi. Ne emrederse yapacağını ve sâdık bir talebe olacağına söz verdi. Bunun üzerine hizmetçinin gömleğini çıkarttırıp, 'Ey baras! Bu vücuttan çıkıp, dilediğin yere git!' buyurunca, hizmetçinin vücûdu bir ânda eski hâline geldi, sıhhate kavuştu. Hizmetçi, ölünceye kadar Hammâd bin Müslim’in talebesi olmakla şereflendi. Dünyâyı bırakıp, âhıretini kazandı."
Hammâd bin Müslim’in tasavvufa âit pek kıymetli sözleri vardır. Buyurdu ki:
“Allahü teâlâya kavuşmanın en yakın yolu, onun sevgisidir. Sevginin saf hâli, nefsi mutmain etmekle mümkündür. Nefs mutmainne olmadıkça, hakîkî Allah sevgisi tadılamaz.”
“Fenâ makamına kavuşmak (Allahü teâlâda fânî olmak) isteyen, O’ndan gelen her şeye, dert ve belâlara râzı olmalıdır.”

Toplam Görüntülenme: 910

Yayın tarihi: Perşembe, 04 Ocak 2018