Bu sayfayı yazdır

Sabırla, bütün işler yolunda gider

Ebû Bekr-i Cürcânî hazretleri Meşhûr nahiv âlimlerindendir. İran’ın Cürcân kasabasında doğdu. Vera, takvâ ve fazileti çok olup dillerde dolaşırdı, İtikâdda Eş’arî ve amelde Şafiî mezhebinde idi. Çok kıymetli şiirleri vardır. 471 (m. 1078) senesinde vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Hasen-i Basrî hazretleri buyurdu ki: “Biz ve bütün büyükler tecrübe ile anladık ki, sabırdan daha faydalı bir şey yoktur. Sabırla bütün işler yolunda gider. Bütün işlerin tedâvi edicisidir. Fakat onu tedâvi eden yoktur.” Süleymân aleyhisselâm; “Biz, kazancımızın en hayırlısı olarak sabrı bulduk” dedi. Îsâ aleyhisselâm ise; “Ey Havarilerim (bana inananlar)! Arzu ettiklerinize ancak sabırla kavuşabilirsiniz” buyurdu.
Abdullah ibn-i Abbâs (radıyallahü anh) hazretleri buyuruyor ki: “Süleymân bin Dâvûd’u, cenâb-ı Hak hazretleri ilimle mülk arasında muhayyer bıraktı. Yani hangisini istiyorsan onu seç, dedi. Süleymân aleyhisselam ilmi seçti. Bunun üzerine Allahü teâlâ kendisine hem ilim, hem de mülkü beraber verdi. Süleymân aleyhisselam Yemen hükümdârlarından birine tavsiyede bulunurken şöyle buyurdu:
-Sen, üstün olandan (yani Allahü teâlâdan) kork, senden aşağıda bulunanlar da, senden korksun. O’nun sana karşı nasıl davranmasını istiyorsan, sen de halkına öyle davran, iyi olan her şeye bak ve onu çok yap. Kötü (çirkin) olan her şeyi terk et. Bu çirkin şeyler sana, nasihat eden âlimler tarafından açıklanır. Nasihat edenlerin en hayırlısı, dinine sâdık olanlar ve akıbetini düşünenlerdir. Çokça ilim elde etmeye çalış, zira ilim, idârenin temelidir. Temeli olmayan yapı, yıkılmaya mahkûmdur.” Ömer bin Abdülazîz devlet başkanı olunca, yanına Muhammed bin Ka’b-il-Kurâzî’yi çağırdı ve ona “Allahü teâlânın azâbından kurtulma yolunu bana göster” buyurdu. O da “Ey Halîfe! Müslümanların senden büyüklerini baban, orta yaşta olanları kardeşin, küçük olanları da çocukların kabul et. Büyüklere hürmet, kardeşlerine merhamet, küçüklerine de şefkat göster” diye nasihatini bildirdi.
Abdülmelik bin Mervân; “İstişâre ile olan hatâm, istişâresiz doğru olan görüşümden daha iyidir. Çünkü kendi görüşü ile yetinen, ayıplanacağı iki konu ile karşı karşıya kalmaktadır. Birincisi, yalanlaması gereken şeyi tasdik etmesi, ikincisi, daha iyi görüşlü ve basiret sahibi ile yapacak olduğu istişâreyi terk etmesidir” buyurmaktadır.

Toplam Görüntülenme: 847

Yayın tarihi: Cumartesi, 02 Aralık 2017