Bu sayfayı yazdır

Selam vermek sünnet, almak farz

Ali bin Akîl el-Bağdâdî hazretleri Bağdad’da yetişen fıkıh âlimlerinin büyüklerindendir. 431 (m. 1040)’da doğdu. 513 (m. 1119)’da vefât etti. “Nebzetün min Füsûl-il-âdâb ve mekârim-ül-ahlâk” isimli eserinde buyuruyor ki:

Selam vermek sünnet, almak ise farzdır. Selam verirken, selamın sünnet olduğunu düşünmeli ve o kimseye dua etmeye niyet etmelidir. Selâmda öncelik; yürüyenden oturana, binek üzerindekinden yaya yürüyene ve oturana selâm vermesidir. Selâm veren bir kimseye, yayaya, süvariye cemâatten birisinin selâmına karşılık vermesi, oturmak isteyen birine, cemâatten birisinin otur demesi kâfidir. Selâm, “Selâmün aleyküm” diye verilir ve “Aleyküm selâm” şeklinde alınır. “Ve rahmetullahi ve berakatüh” ilâve etmek ise müstehabdır. Bundan fazla ziyâde etmek müstehab değildir. Yabancı kadınlara selâm vermek mekrûhtur. Zîrâ onlara selâm verilince cevap vermeleri icap etmekte, böylece sesleri duyulmakta, fitne çıkması mümkün olmaktadır. Acuze kimselere (ihtiyâr kadınlara) selâm vermekte bir beis yoktur. Zîrâ ortada fitne korkusu yoktur. Çocuklara selâm vermek caizdir. Böylece onlara selâm öğretilmiş olur. Onlara güzel ahlâk sevdirilmiş ve alıştırılmış olur. Girerken olduğu gibi, ayrılırken de selâm vermek müstehabdır. Girerken selâm vermek daha kuvvetli müstehabdır. Müslümanların, birbiri ile karşılaştığı zaman müsâfeha etmeleri sünnettir.
“On şey fıtrattandır. Beşi başta, beşi bedendedir. Başta olanlar, mazmaza, istinşak, dişleri misvaklamak, bıyıkları kısaltmak ve sakalların kenarlarını düzeltmek. Bedende olanlar ise; etek temizliği, koltuk altı temizliği, tırnakları kesmek, istincâ ve sünnet olma.”
“İhtiyârlayıp da (saçta ve sakalda) beyazlaşan kılları yolmak mekrûhtur. Hadîs-i şerîfte, bu kılların Allahü teâlânın nûru olduğu ve yine ölümü hatırlatıcı, tûl-i emelleri yok edici, güzel amele teşvik edici olduğu bildirilmiştir.”
“Yemeğe Besmele ile başlanır, Elhamdülillah diyerek bitirilir. Sağ eliyle önünden yemeli, yemeğin ortasından yememeli, kenarlarından yemelidir, ölçü budur. Zîrâ böyle yapmak, yemeğe bereket getirir. Sünen kitaplarında bildirilen hadîs-i şerîfte Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: (Sıcak yemeğe ve soğuk yemeğe üflenmez.) Bir yere dayanarak yemek mekrûhtur. Yemekte yanlarında bulunanların ağzına lokmayı vermekte mahzur yoktur. Zîrâ Resûlullah efendimiz de böyle yaparlardı.”

Toplam Görüntülenme: 927

Yayın tarihi: Pazar, 26 Mart 2017