Bu sayfayı yazdır

Allaha düşman olanları sevmek

Geredeli Abdullah Efendi, Osmanlı velîlerindendir. Bolu'nun Gerede ilçesinde doğdu. Bolu’da Mustafa Sâfî Efendi'nin derslerinde ve sohbetlerinde kemâle erdi. Hocasının vefâtından sonra yerine geçti. Talebeleriyle birlikte, 1853 senesinde yapılan Rusya seferine katıldı. Silistre Müdafaası'nda bulundu. Bu savaşta Tuna boylarında şehîd oldu. Buyurdu ki:

Allahü teâlânın en sevdiği iş, onun dostlarını sevmek ve düşmanlarını sevmemektir. Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma sordu, (Yâ Mûsâ! Benim için ne amel yaptın?) Yâ Rabbî! Senin için namaz kıldım ve oruç tuttum ve zekât verdim ve ismini çok zikrettim, deyince, Allahü teâlâ, (Namaz kılmak, senin için burhândır. Oruç, seni Cehennemden koruyan kalkandır. Zekât, mahşer günü, herkes sıcaktan yanarken, sana gölge yapacaktır. Zikir de, o gün, karanlıkta, sana nûr olacaktır. Benim için ne yaptın?) buyurdu. Mûsâ aleyhisselâm, Yâ Rabbî! Senin için olan amel nedir dedi. Allahü teâlâ, (Sevdiğim kulumu, benim için sevdin mi ve düşmanımı düşman bildin mi?) buyurdu. Mûsâ aleyhisselâm, Allahü teâlânın sevdiği amelin, Onun dostlarını sevmek ve düşmanlarını sevmemek olduğunu anladı.
Sevgilinin sevdiklerini sevmek ve düşmanlarına düşman olmak, sevginin alâmetidir. Bu dostluk ve düşmanlık, seven kimsenin elinde değildir. Kendiliğinden hâsıl olur. Hâlbuki başka ibâdetleri yapmak için, arzu ve niyet etmek lâzımdır. Dostun sevdiği kimseler, insâna güzel görünür. Düşmanlar da, çirkin görünür. Dünyadaki sevgilerin de, böyle olduğunu herkes bilir. Bir kimse, birisini seviyorum deyince, onun düşmanlarını düşman bilmedikçe, buna inanılmaz. Münâfık olduğu anlaşılır.
Şeyh-ul-islâm Abdüllah-i Ensârî diyor ki: (Ebül-Hüseyn bin Sem'ûn, bir gün hocam Muhammed Husrî’yi incitmişti. O günden beri onu sevmiyorum. Bir kimse, üstâdını incitir, sen de o kimseye darılmaz isen, köpekten aşağı olursun).
Allahü teâlâ, Mümtehine sûresinde buyuruyor ki: (İbrâhîm aleyhisselâm ve Eshâbı, kâfirlere, biz sizden ve putlarınızdan uzağız. Size inanmıyoruz. Sizin, bir olan Allaha inandığınızı anlayıncaya kadar, aramızda düşmanlık olacaktır dediler. Bunların bu güzel hâlleri, size nümûne olmalıdır). Sonraki âyet-i kerimede, (Allahü teâlâya ve âhiret gününe inananlara, burada güzel nümûne vardır) buyurmaktadır. Bu âyet-i kerimeler gösteriyor ki, îman sahibi olmak için, bu düşmanlık şarttır ve Allahü teâlânın düşmanlarını sevmek, îmanı yok eder.

Toplam Görüntülenme: 896

Yayın tarihi: Perşembe, 16 Şubat 2017