Bu sayfayı yazdır

İbrâhîm Mervezî

İbrâhîm Mervezî hazretleri, Şafiî mezhebi fıkıh âlimi idi. Merv şehrinde doğdu. Bağdâd'da oturdu. Ömrünün sonuna doğru Mısır'a göç etti. 340 (m. 951) senesinde Mısır'da vefât etti. 

Bu mübarek zat buyurdu ki: 

Hakîkî ilim, insana aczini, kusurunu ve Rabbinin büyüklüğünü, üstünlüğünü bildirir. Hâlıkına karşı korkusunu ve mahlûklara karşı tevâzuunu arttırır. Kul haklarına önem verir. Böyle ilmi öğretmek ve öğrenmek farzdır. Buna (İlm-i nâfi') denir. İhlâs ile ibâdet etmeye sebep olur. Amel ve ihlâs ile olmayan ilim zararlıdır. Hadis-i şerifte, (Allah için olmayan ilmin sahibi Cehennemde ateşler üzerine oturtulacaktır) buyuruldu. Mâl, mevki ve şöhret için ilim sahibi olmak böyledir. Dünyalık ele geçirmek için ilim öğrenmek, yâni dîni dünyaya vesîle etmek, altın kaşıkla necâset yemeye benzer. Dîni dünya kazancına âlet edenler, din hırsızlarıdır. 

Hadis-i şerifte, (Bu ümmetin âlimleri iki türlü olacaktır: Birincileri, ilimleri ile insanlara faydalı olacaktır. Onlardan bir karşılık beklemeyeceklerdir. Böyle olan insana denizdeki balıklar ve yeryüzündeki hayvanlar ve havadaki kuşlar duâ edeceklerdir. İlmi başkalarına faydalı olmayan, ilmini dünyalık ele geçirmek için kullananlara kıyâmette Cehennem ateşinden yular vurulacaktır) buyuruldu. 

Yerde ve gökte bulunan mahlûkların hepsinin tesbîh ettiklerini Kur'an-ı kerim haber veriyor. (Âlimler, Peygamberlerin vârisleridir) hadis-i şerifindeki âlim, Resûlullahın yolunda olan, Onun yoluna uyan din âlimi demektir. İslâmiyete uyan âlim, etrâfına ziyâ saçan ışık kaynağı gibidir. (Kıyâmet günü bir din adamı getirilip Cehenneme atılır. Cehennemdeki tanıdıkları etrâfına toplanıp, sen dünyada Allahın emirlerini bildirirdin. Niçin bu azâba düştün derler. Evet, günahtır yapmayın derdim, kendim yapardım. Yapınız dediklerimi de yapmazdım. Bunun için, cezâsını çekiyorum der) ve (Cehennem zebânîleri, günah işleyen hâfızlara, puta tapanlardan daha önce azâb yapacaklardır. Çünkü bilerek yapılan günah, bilmeyerek yapılandan daha kötüdür) hadis-i şerifleri meşhûrdur. Eshâb-ı kirâm çok âlim oldukları için küçük günahlardan da, büyük günahlar gibi korkarlardı. Buradaki hâfızlar, Tevrât hâfızları olsa gerektir. Çünkü günah işleyen Müslümanlara kâfirlerden daha şiddetli azâb yapılmayacaktır. Yâhut, bu ümmetten olup da, günahlardan, haramlardan sakınmaya önem vermeyip, kâfir olan hâfızlardır. 

Toplam Görüntülenme: 887

Yayın tarihi: Cumartesi, 02 Şubat 2013