Bu sayfayı yazdır

Ebû Osman Yuneynî

Ebû Osman Yuneynî (Abdullah bin Abdülazîz) rahmetullahi aleyh, evliyânın büyüklerindendir. 1136 (H.530) senesinden sonra Lübnan'da Ba'lbek beldesine bağlı Yuneyn köyünde doğdu. 1220 (H.617) senesinde vefât etti. Türbesi Ba'lbek'dedir. İbn-i Şühbe şöyle anlatmıştır: 

Hanımımın bir örtüye ihtiyâcı vardı. Satın almamı istedi. Borcum olduğunu, bu sebeple alamayacağımı söyledim. O gece rüyâda bana; "İbrâhim Halîlullah'ı görmek istersen, Yuneynî'ye bak!" dendi. Sabahleyin, o zatın bulunduğu yere gittim. Beni görünce, beklememi istediler ve evlerine gidip geldiler. Elinde, bir örtü ve borcum kadar para vardı. Onları bana verdi. Alıp evime döndüm... 

Ebû Osman Yuneynî hazretlerinin zamânında Melîk Emced bir imârethâne yaptırıyordu. Binânın inşâsında büyük taşlar kullanmak istedi. Beldesinde bulunan büyük taşların kırılıp yontulmasını emretti. Ancak bu işle uğraşanlar taşları parçalamaya güç yetiremediler. Ne kadar uğraştılarsa da âletleri bu iş için kâfi gelmedi ve çaresiz kaldılar. Ebû Osman hazretlerine gidip durumu anlattılar ve yardım istediler. O da yardım etmeyi kabûl edip taşların bulunduğu yere geleceğini söyledi. Beklemeye başladılar. Baktılar ki havada yürüyerek geliyor. Sonra, gelip havada tam taşların üstünde durdu. Taşlar onun himmetiyle ve Allahü teâlânın izniyle gözleri önünde istenildiği gibi parça parça ayrıldı... 

Kâdı Yâkûb şöyle anlatır: 

Bir gün Şam'da bir mescidin kenarındaydım. Orada bir köprü vardı. Hava çok sıcaktı. Ebû Osman, abdest almak için dereye indi. O sırada bir Hristiyan, şarap yüklü katırı ile köprüden geçiyordu. Katır bir ara ürktü ve yük yere yıkıldı. Çevrede başka kimse yoktu. Ebû Osman, yukarı çıkıp bana; "Yükü yüklemeye yardım et!" dedi. Hristiyana yardım ettim ve yükü katıra yükledik. Hristiyan, oradan uzaklaşıp gitti. Kendi kendime; "Bu zât böyle yapmamı niye istedi?" diye düşündüm... Sonra Hristiyanı tâkib ettim. Adam, katırıyla şarap satan bir dükkânın önüne geldi. Yükü indirip açtı. Hepsi sirke olmuştu. Şarap satıcısı; "Bunlar şarap değil, sirke!" dedi. Hristiyan hayretten donakalmıştı. "Bunlar şaraptı! Fakat neden sirke oldu sebebini anladım!" diyerek doğru Ebû Osman Yuneynî hazretlerinin dergâhına koştu. Huzûruna girer girmez: "Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlühü" diyerek Müslüman oldu ve artık huzûrundan ayrılmayıp talebeleri arasına girdi... 

Toplam Görüntülenme: 867

Yayın tarihi: Cuma, 01 Şubat 2013