Bu sayfayı yazdır

Necmeddîn Zeynebî

Necmeddîn Zeynebî hazretleri, Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinden idi. 570 (m. 1174) senesinde Azerbaycan’da Erdebîl’de doğdu. 646 (m. 1248) senesinde Mekke’de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Allahü teâlâ cimriliği zemmedip kötülemiştir. Bu husûsta âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler çoktur. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) “Allahım! Cimrilikten sana sığınırım” buyurmuştur. 

Yahyâ bin Zekeriyyâ (aleyhisselam) bir defasında İblîs’e rastladı. “Ey İblîs! Bana söyle, insanlardan en çok kimi seviyorsun ve onlardan en çok kime kızıyorsun?” deyince, İblîs şöyle cevap verdi: “Bana göre insanların en sevimlisi, cimri mü’mindir. En çok kızdığım da, günahkâr fakat cömert olan kimsedir.” Yahyâ aleyhisselâm, İblîs’e bunun sebebini sorunca, İblîs; “Mü’minin cimriliği benim için kâfidir. Günahkâr fakat cömert olana gelince, Allahü teâlânın, onu cömert olduğundan dolayı affedeceğinden korkuyorum. Eğer bu suâli sen değil de bir başkası sorsaydı, cevap vermezdim” dedi. 

Cimrilik; verilmesi îcâb edeni vermemektir. Verilmesi îcâb eden şeyi veren, cimrilikten kurtulur. Vermesi vâcib olan ve vâcib olmayan yerlerde vermeyi zor görmek de cimriliktir. Cimri, vermesi îcâb eden yerde vermemeyi, mala düşkün olmayı tercih eder. Gönül rızâsı ve hoşluğuyla vermekten çekinir. Verdiği zaman malının tükeneceğinden, vefâtından sonra çoluk-çocuğunun aç kalacağından, hattâ ileride kendisinin bu duruma düşeceğinden endişe eder. 

Cimriliğin altında; mal sevgisi, uzun emel ve çoluk-çocuk sevgisi yatmaktadır. Cimrilik, insanın parayı sevmesinden de hâsıl olabilir. Bazı kimseler vardır ki, çok malı, parası vardır. Çoluk-çocuğu da yoktur ki onlar için biriktiriyor denilsin. Hâl böyle iken, malının zekâtını vermez. Başka ihtiyâç sahiplerine yardımda bulunmaz. Hattâ kendi ihtiyâçları için bile harcamaz... 

Necmeddîn Zeynebî hazretleri, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki: 

“Sırat köprüsünde yürümek haktır. Bu yürüyüş, dünyâ evinde, yanî burada yapılmaktadır. Burada yürüyüşünü İslâmiyetin emir ve yasaklarına uygun olarak yapan kimse, âhiret günü çok ince olan Sırat köprüsünden geçmeyi kolayca başarmış olur. Akıllı bir kimse, dünyâ hayatındaki amel ve fiillerinde, söz ve akidelerinde doğru yürüyen, nefsini her türlü suç ve kabahat işlemekten alıkoyan bir suç işlediği zaman, vakit geçirmeden tövbe ve istiğfar eden, yaptığına derhâl pişman olan kimsedir.” 

Toplam Görüntülenme: 932

Yayın tarihi: Salı, 08 Ocak 2013