Bu sayfayı yazdır

Ankaralı Mehmed Emin Efendi

Mehmed Emin Efendi rahmetullahi aleyh, Osmanlı şeyhülislâmlarının kırkdördüncüsü ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 1028 (m. 1619) senesinde Ankara’da doğdu. 1098 (m. 1687) senesinde İstanbul’da vefât etti. “Fetâv’el-Ankaraviyye” kitabında buyuruyor ki: 

Kabirde Münker ve Nekîr adında iki meleğin suâl sorması haktır. Onlar iki melek olup, meyyit kabre konduğu zaman, meyyitin yanına gelirler, onu doğru olarak oturturlar. Rabbin kim? Peygamberin kim? Dînin ne? gibi sorular sorarlar. Kabir azâbı haktır. Allahü teâlâ Mü’min sûresinin kırkaltıncı âyet-i kerîmesinde meâlen; “Fir’avn’a ve adamlarına, her sabah ve akşam gidecekleri Cehennem ateşi gösterilir. Kıyâmet koptuğu gün de; “Fir’avn kavmini en şiddetli azâba sokun” denilecektir” buyuruyor. Yani, kıyâmet gününden önce onlar ateşe arz olunurlar. Bu ise, kabir azâbından başkası değildir. 

Kıyâmet günü haktır. Ona îmân etmek farzdır. Mîzân haktır. Onun iki kefesi ve bir dili vardır. Onda, Allahü teâlânın kudreti ile, O’nun dilediği şekilde ameller tartılır. Mîzân’ın büyüklüğü, gökler ve yer tabakaları kadardır. Cehennemden kurtulanların sevâbları, Cehennemliklerin ise günahları ağır gelir. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde meâlen şöyle buyuruyor: 

“Kıyâmet gününde amellerin tartılması haktır. Kimin iyilikleri kötülüklerinden ağır gelirse, işte onlar kurtulanlardır. Kimin de tartıları hafif gelirse, işte onlar kurtulamayanlardır” (A’râf; 8-9). Kıyâmet gününde kitapların (amel defterlerinin) okunması haktır, insanlar, bu husûsta kıyâmet günü farklıdırlar. Bir kısmına amel defteri sağ taraftan, bir kısmına sol taraftan, bir kısmına da arka taraftan verilir. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde meâlen şöyle buyuruyor: 

“Biz azîm-üş-şân, insan için sahîfesi açılmış olarak kendisine vâsıl olan kitâb ihraç ederiz.”(İsrâ-13) “İşte o vakit, kitabı sağ eline verilmiş olan kimse, [Gelin kitabımı okuyun] der” (Hâkka-19) “Kitabı sol eline verilmiş olan ise; [Eyvah! Keşke kitabım verilmeseydi] der” (Hâkka-25) 

Kıyâmet gününde insanların durumları birbirinden farklıdır. Bir kısmının hesabı çetin olur. Bir kısmının hesabında müsamaha olunur. Bir kısmı hesâbsız Cennete girer. Bir kısmı hesâbsız Cehenneme girer. O gün kabahatler ve sırlar ortaya çıkar. Allahü teâlâ, Tarık sûresinin dokuzuncu âyet-i kerîmesinde meâlen; “O gün (kıyâmet günü), bütün sırlar Aşikâr olur” buyuruyor... 

Toplam Görüntülenme: 815

Yayın tarihi: Cumartesi, 29 Aralık 2012