Bu sayfayı yazdır

Akkermânî Mehmed Efendi

Akkermânî Mehmed Efendi, Osmanlı âlimlerindendir. Karadeniz sâhilinde, şimdi Ukrayna’ya ait olan Akkermân şehrinde doğdu. Çok kitâp yazdı. Bunlardan biri olan “İrâde-i cüz’iyye” risâlesinde buyuruyor ki: 

Dehr sûresindeki, (Siz, ancak Allahü teâlânın dilediğini arzû edersiniz!) meâlindeki âyet-i kerîmeden, Ebül-Hasen-i Eş’arî imâmımız “rahmetullahi teâlâ aleyh” (Allahü teâlâ, sizin istemenizi dilemedikçe, bir şey isteyemezsiniz!) mânâsını anlamışdır. Yanî, Allahü teâlâ dilemedikçe, kul, irâde-i cüz’iyyesini kullanamaz demiştir. Eş’arî mezhebine göre, kullar, irâde-i cüz’iyyelerini kullanmakta mecbûr oluyor. Çünkü, Allahü teâlâ, bir kimsenin bir şey yapmaya irâde-i cüz’iyyesini kullanmasını dileyince, o kimse irâde etmeye, istemeye mecbûr olur. İrâde-i cüz’iyye, mevcûd ve mahlûk oluyor. Böyle olunca, şeytân, insana: Ey kul! Niçin zahmet çekersin? Allahü teâlâ bir işini istemezse, sen o işi irâde edemezsin! derse, şeytâna cevap verilemez. Kul fâil-i muhtâr olmaz. İbâdetlerine sevap, kötülüklerine azap vermeye sebep bulunmaz. Kul, Allahü teâlânın dilediğini dilemekte, o işin yapılmasına, âlet olmaktadır. 

Ebû Mansûr Mâtürîdî “rahmetullahi teâlâ aleyh” İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe’nin “rahmetullahi teâlâ aleyh” anladığını açıklayarak buyurdu ki: (İrâde-i cüz’iyye, bir varlık değildir. Var olmayan şey, yaratılmış olmaz. İrâde-i cüz’iyye, kullarda bir hâldir. Kuvveti, bir şeyi yapmak ve yapmamakta kullanmaktır. Kullar, irâde-i cüz’iyyelerini kullanmakta serbesttir. Mecbûr değildir). Bu mezhebe göre şeytâna: İrâde, bende bir hâldir. İyiliğe kullanırsam, Allahü teâlâ iyiliği yaratır. Kötülüğe sarf edersem, onu yaratır. Eğer sarf etmezsem, ikisini de yaratmaz, diye cevâp verilir. Allahü teâlânın, kul irâde etmeden de, yaratması câiz ise de, ihtiyârî olan işleri yaratmaya, kulların kalblerinin ihtiyâr ve irâde etmesini sebep kılmıştır. 

İHTİYÂR VE İRÂDE... 

İrâde-i cüz’iyyemizin sebeb olması da, Allahü teâlânın irâdesi iledir. Kul, bir iş yapmayı ihtiyâr ve irâde edince, yani tercîh edip dileyince, Allahü teâlâ da, o işi irâde ederse o işi yaratır. Kul ihtiyâr ve irâde etmezse, ihtiyârî olan o işi yaratmaz. 

Şu hâlde, kul irâde-i cüz’iyyesini ibâdete sarf ederse, Allahü teâlâ, ibâdeti yaratır. Eğer günâhlara sarf ederse, günâhları yaratır... 

Toplam Görüntülenme: 922

Yayın tarihi: Perşembe, 06 Eylül 2012