Bu sayfayı yazdır

Muhlis Baba

Muhlis Baba, Osmanlı Devletinin kuruluş devri velîlerindendir. Aslen Karamanlıdır. Osman Gâzi ile berâber birçok gazâlara katılmıştır. Kabri Bilecik’te, Şeyh Edebâli türbesindedir. 

Bu mübarek zat, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki: 

Kur’ân-ı kerîmde, Mutaffifîn sûresi, birinci âyetinde meâlen, (Verirken noksân, alırken fazla ölçenlere acı azâblar yapacağım) buyuruldu. Büyüklerimiz, her aldıklarını biraz noksân, verdiklerini de, biraz fazla ölçerdi. Bu az fark, Cehennem ile aramızda perdedir derlerdi. Bunu, tam doğru ölçememek korkusundan yaparlardı. Yedi kat yer ve yedi kat gökler genişliğinde olan Cenneti, birkaç kuruşa satanlar ne kadar ahmaktır ve birkaç arpa tânesi için, Cehennem azâbı ile müjdelenenler ne kadar ahmaktır, buyururlardı. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” her ne satın alsaydı, parasını biraz fazla verirdi. Fudayl bin İyâd “rahmetullahi teâlâ aleyh”, oğlunu, bir şey satın alıp, vereceği altının kirlerini temizlerken görünce, (Ey oğlum! Bu yaptığın iş, sana iki nâfile hacdan ve iki umreden dahâ fâidelidir) buyurdu. Büyüklerimiz buyuruyor ki: Fâsıkların en kötüsü, alırken çok, satarken az ölçenlerdir. Manifaturacılardan, kumaşı alırken gevşek, satarken gergin tutup ölçenler de böyledir. Kemiğini, âdetten fazla koyan kasaplar da böyledir. Hubûbât içine toz toprak karıştırıp satan köylüler de böyledir. Malın iyisi ile kötüsünü karıştırıp, hepsini iyi diye satan pazarcılar da böyledir. Bunların hepsini yapmak harâmdır. Vel-hâsıl, alışverişte herkese karşı doğru hareket etmek vâcibdir. Hattâ, kendine söylenmesini istemediği sözü başkalarına söylememelidir. Böyle harâmlardan kurtulmak için de, kendini, din kardeşinden üstün görmemek lâzımdır. Bunu da, herkesin yapması güçtür. Bunun için Allahü teâlâ, (Hepiniz Cehennemden geçeceksiniz!) buyuruyor. Ammâ, herkes Allahü teâlâdan korkusuna göre, oradan çabuk veyâ geç kurtulacakdır... 

MALI METHETMEK... 

Satılan malı, olduğundan aşırı methetmemelidir. Çünkü, hem yalan söylemiş, hem aldatmış, hem de zulmetmiş olur. Hattâ, doğru olarak da, müşterînin bildiği şeyi söylememelidir. Çünkü, bu da faydasız söz olur. Kıyâmet günü her sözden suâl olunacaktır. Beyhûde söyleyenler, hiç özür bulamayacakdır... 

Yemîn ile satmaya gelince, yalan yere yemîn etmek harâmdır. Yani büyük günâhtır. Doğru yemîn ederse, az bir şey için Allahü teâlânın ismini söylemek saygısızlık olur... 

Toplam Görüntülenme: 933

Yayın tarihi: Pazar, 26 Ağustos 2012