Bu sayfayı yazdır

Sivasî Abdülmecîd Efendi

Sivasî Abdülmecîd Efendi, Şemseddîn Sivâsî (Kara Şems) hazretlerinin kardeşi Şeyh Muharrem Efendinin oğludur. 1563 (H.971) senesinde Tokat’ın Zile ilçesinde doğdu. 1639 (H.1049) senesinde İstanbul’da vefât etti. Kabri Eyüb Nişancası’ndaki evinin bahçesindedir. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki: 

“İnsanların yüreğinde kalb veyâ gönül denilen bir kuvvet vardır. Çelik, taşa sürtülünce ateş çıktığı gibi, güzel ve âhenkli ses işitmek de, gönül denilen bu gizli kuvveti harekete getirir. Güzel ses, insanın elinde olmayarak, kalbine tesîr eder. Çünkü, kalbin ve rûhun, Arş’ın üstündeki (Âlem-i ervâh) ile bağlılığı vardır. Maddesiz, ölçüsüz olan o âlem, hüsn-i cemâl, güzellik âlemidir. Güzelliğin temeli ise (tenâsüb, uygun, düzgün) olmaktır. Bu dünyâdaki bütün güzellikler, o âlemin güzelliğinden gelmektedir. Güzel, düzgün, âhenkli sesler de, o âleme benzemektedir... 
İslâmiyyete uyanların kalbi temiz olur. Kuvvetli olur. Böyle kalblerin (Âlem-i emr) ile bağlılıkları kuvvetlidir. Bunlara müzik tesîr edip, harekete getirir. Böyle olan kalb, bir şeye tutulmuş ise, meşgûl olduğu şeyi harekete getirir. Rüzgârın ateşi tutuşturmasına benzer. Kalbde, Allah sevgisi varsa, güzel ses, bu sevgiyi arttırır. Fâideli olur. Bir kimse İslâmiyyete uymaz, Allahü teâlânın düşmanı olan nefsine uyarsa, kalbi bozulur. Çalgı dinlemek ve her günâhı işlemek nefsi kuvvetlendirir. Sâlim, temiz kalb müzikten zevk alamaz. Müzik nefsi kuvvetlendirip, harekete getirip zararlı olur. Kalbde Allah sevgisi olabileceğini anlamayanlar, her güzel sese harâm der. Bunlar, insan kendi cinsini sevebilir. İnsanın kalbi, kendi cinsinden başka şeye bağlanamaz diyerek, Allah sevgisine inanmıyor. İslâmiyyet, Allah sevgisini emrediyor denince, bundan maksat, emirlerini seve seve yapmaktır diyorlar. 

KALP HASTA DEĞİLSE... 
Güzel ses, kalbe, dışarıdan bir şey getirmez. Sağlam kalbdeki helâl olan bağı harekete getirir. Hasta olmayan kalbin tegannî dinlemesi helâl olur. Kalbde bir bağlılık yoksa, güzel sesten lezzet alması, kuş sesi dinlemek, yeşillik, akar su, çiçekler seyretmek gibi olur. Bunları seyir, göze lezzet verdiği gibi, güzel koku, burna hoş geldiği gibi, lezzetli yemek ağza tatlı geldiği gibi ve lise bilgileri, fennî buluşlar, akla hoş geldiği gibi, güzel ses de, kulağa lezzet vermekte olup, onlar gibi mubâh olur...” 

Toplam Görüntülenme: 901

Yayın tarihi: Cuma, 13 Ocak 2012