Bu sayfayı yazdır

Pîr Ömer Halvetî

Pîr Ömer Halvetî hazretleri, İran’da yaşamış velîlerdendir. Geylan kasabalarından Labîcan’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. Muhammed Harezmî hazretlerinin sohbetlerinde yetişti. Muhammed Harezmî hazretleri vefât edeceklerinde yerine Pîr Ömer Halvetî’yi tâyin etti. Bu mübarek zat buyurdu ki: 

“Allahü teâlâ senede bir ay (Ramazân-ı şerîf ayında) gündüzleri oruç tutmayı emretmiştir. Allahü teâlâ, bu emri sebepsiz vermemiştir. Oruç, insanlara hem maddî, hem de manevî fâideler sağlar. Bütün bir sene, çeşitli yemekleri eritmek için, yorulan insan midesi ve bağırsakları, senede bir ay dinlenerek sağlığını korumuş olur. (İftârda çok yememek şartıyla). Bu maddî fâidesidir. Manevî fâidesi de şudur: Oruç tutan bir insan, aç kalmış bir insanın çektiği ızdırâbı, bizzat hissederek fakîr insanlara yardım etmek ihtiyâcını duyar. Bu da, insanların birbirlerine yardım etmelerine sebeb olur. Birbirlerine yardım eden insan topluluğu arasında ise çekişmeler olmaz. Bundan başka, Allahü teâlânın emrini yerine getirmek için gündüzleri bir ay oruç tutan bir Müslümân, Allahü teâlânın emirlerini yapmak itiyâdını da kazanır. Böylelikle, Allahü teâlânın başka emirlerini yapmaya da istidâd peydâ eder...” 
Pîr Ömer Halvetî hazretleri, 1397 (H.800) târihinde Tebriz yakınlarında Mîr Ali Kapısı ile anılan yerde vefât etti ve oraya defnedildi. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki: 

İYİ BİR KUL OLMAK İÇİN 
“Bir insanın başka bir insana, bilhâssa Müslümâna iyilik etmesi Allahü teâlânın en çok sevdiği bir hâldir. İyilik çeşitli olur. Para ile olur, vücûd yardımı ile, fikir yardımı ile ve muhtelif yollarla olur. İnsanın elinden hiçbir yardım gelmezse, Allahü teâlânın kuluna, güler yüz gösterirse, onun bile sevâbı vardır. Allahü teâlâ, (Benim kullarıma yardım edene, ben fazlasıyla yardım ederim) buyuruyor. Elinden yardım geldiği hâlde, yardımı esirgeyen insan, Allahü teâlânın indinde sevgili bir kul olabilir mi? İnsanların kalbini kırmak ise, Allahü teâlânın gadabını üzerine çekmek demektir. Bundan çok kaçınmalıdır. İnsan kalbi, Allahü teâlânın sevgisinin tecelli etdiği bir yerdir. Oraya dokunmak, çok tehlikelidir. Hele o kalbde, Allahü teâlânın korkusu ve Allahü teâlânın sevgisi varsa, onu incitmekten, son derece kaçınmalıdır.” 

Toplam Görüntülenme: 1096

Yayın tarihi: Perşembe, 12 Ocak 2012