Bu sayfayı yazdır

İbrâhim Sıdkı Efendi

İbrâhim Sıdkı Efendi, Kıbrıs velîlerindendir. On dokuzuncu asırda yaşadı. Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Tahsil için Anadolu’ya gelip zamânın âlimlerinden ilim öğrenen İbrâhim Efendi, tahsîlini tamamladıktan sonra Kıbrıs’a döndü. İslâmiyetin Kıbrıs topraklarında yayılması için çok gayret gösterdi. Cömert, güler yüzlü, mütevâzı bir zâttı. Çok talebe yetiştirdi. İbrâhim Sıdkı Efendi, Kıbrıs Baf kasabasındaki câminin bahçesinde medfundur. 
İbrâhim Sıdkı Efendi, vefâtından bir müddet evvel buyurdu ki: 

“Daha fazlasını ödemesi şartı ile, ödünç vermek fâizdir. Yâni böyle olan sözleşme haramdır. Haram anlaşma ile, ele geçen malın hepsi haram olur. Meselâ, oniki lira ödemesi şartı ile, on lira ödünç verilse, alınan oniki liranın hepsi haram olur. Fâiz ile ödünç vermek ve almak haram olduğu, Kur’an-ı kerimde açıkça bildirilmiştir. 
İhtiyâcı olanın da, olmayanın da, fâizle, ödünç alması haramdır. İhtiyâcı olana, fâiz haram olmaz demek, Kur’an-ı kerimin emrini değiştirmek olur. Fâiz ile ödünç almak için, her ihtiyaç özür olsaydı, fâizin haram edilmesine sebep kalmazdı. Çünkü, fâiz ödemeyi, ancak ihtiyacı olan kabûl eder. İhtiyâcı olmayan kimse, açıktan para vermek istemez. Allahü teâlânın, bu yasak emri, yersiz lüzûmsuz olurdu. Allahü teâlânın kitabına, böyle iftirâ edilemez. Abes, yersiz, bir şey bulunması düşünülemez. Her ihtiyacı olanın fâiz ile para alması câiz diye, bir ân düşünsek, ihtiyaç da, bir nevi zarûrettir. Zarûretin dereceleri vardır. Çoluk çocuğun çok olması, erkeğin askerde bulunması, özür, ihtiyaç sanılarak, fâizle para almak câiz ve helâl olur demek, bir Müslümana yakışmaz. Böyle belâya yakalanmış olanlara, emr-i mâruf ve nehy-i anil-münker yaparak, doğru yolu göstermek lâzımdır... 

HER İHTİYAÇ ÖZÜR DEĞİLDİR 
Verâ sahipleri, ruhsat, izin verilen şeyleri yapmamış, herkese, azîmet yolunu göstermişlerdir. Her ihtiyaç, özür sayılırsa, fâizin haram olacağı yer kalmaz. Fâizin haram edilmesi abes, lüzûmsuz bir emrolur. Oruç, yemin kefareti niyeti ile de, fakirleri doyurmak için, fâiz ile borç almak câiz değildir. Fakir doyuramayan, oruç tutar. İslâmiyete uymak ile, az bir takvânın bereketi ile, Allahü teâlâ, insanın ihtiyacını kolaylıkla giderir. Allahü teâlâ, takvâ sahiplerini sıkıntılardan kurtarır...”

Toplam Görüntülenme: 1063

Yayın tarihi: Çarşamba, 30 Kasım 2011