Bu sayfayı yazdır

Hizmet uğruna...

Arabgirli Ömer Baba, Malatya’nın Arabgir ilçesindendir. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir. 1900’lü senelerin başında Arabgir’de vefat etti. Büyük velîlerden “Terzi Baba” lakabıyla bilinen Muhammed Vehbî Hayyât Erzincânî hazretlerinin talebelerindendir. Arabgir’de insanlara rehberlik etmesi için hocası tarafından vazîfelendirilmiştir...

“BİR ÇARE BUL ÖMER BABA!”
Arabgirli Ömer Baba, önceleri çok zengindi ve bir paşanın kız kardeşi ile evliydi. Her şeyini dîn-i İslâm uğruna, hizmet için harcadı. Kendisi fakir bir hâle düştü. Geçimini sağlamak için çalıştırdığı bir değirmeni vardı. Değirmenini çalıştırdığı sıralarda, bir gün su kesik olduğundan değirmen taşı dönmez. Buğday öğütmek isteyenler, çâresiz suyun gelmesini beklerler. Uzun zaman su gelmeyince buğday sâhipleri: 
“Baba ekmek yok, çocuklar aç. Bize bir çâre bul!” derler. Bunun üzerine değirmenin koca taşının yanına yaklaşır. Allahü teâlâya yalvarıp, eliyle dönmesini işâret ederek taşa doğru üfürür. Koca taş, onun kerâmetiyle birdenbire gürültülü bir sesle dönmeye başlar. Buğdayları öğütür. Bu kerâmeti karşısında halk onu sever, hürmet gösterir. Sözlerini sohbetlerini can kulağıyla dinler...
Arabgirli Ömer Baba vefat etmeden kısa bir zaman önce sohbetinde buyurdu ki:
Resûlullah efendimizin yolu tevhîd, birlik ve muhabbet yoludur. Onun için birçok âlim ve evliyâullah; “İnsanı doğru yoldan ayıran, sapıklığa götüren yollardan çok sakınınız. Biliniz ki, orta yol daha hayırlıdır” demişlerdir. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî de bu konuda; “Herkes gücü yettiği kadar, hak yoldan ayrılmadan çok sakınıp, sırât-ı müstekîm üzere olmalıdır” buyurmuştur. 

SIRÂT-I MÜSTEKÎM...
Fahreddîn-i Râzî de sırât-ı müstekîmi tefsîr ederken buyuruyor ki: “Allahü teâlâ niçin sırât-ı müstekîm buyurdu da sebîl-i müstekîm buyurmadı. Çünkü sırât lafzı, Cehennem’deki sırâtla ilgilidir. Öyle ki, insan bu dünyâda olan sırâtta, korku ve ümid üzere bulunmalıdır...”
Bir kısım müfessirler de “Sırât ikidir; biri dünyevî, dünyâ ile, diğeri uhrevî, âhiretle ilgilidir. Dünyâda olan sırât; Allahü teâlânın Kur’ân-ı kerîminde ve Peygamber efendimizin hadîs-i şerîflerinde buyurduklarını Ehl-i sünnet âlimlerinin tefsîr ederek bildirdiği doğru yoldur. Uhrevî, âhiretle ilgili sırât ise, hadîs-i şerîflerde bildirildiği gibi bütün insanların üzerine sevk edildiği, Cehennem üzerine kurulan kıldan ince, kılıçtan keskin, köprüdür...

Toplam Görüntülenme: 1456

Yayın tarihi: Salı, 05 Nisan 2011