Bu sayfayı yazdır

O hâller, şeytanın oyunudur!..

Ahmed Yesevî hazretleri, “Pîr-i Türkistan” adıyla meşhur olmuştur. 1194 (H.590) senesinde Kazakistan’da Yesi’de vefât etti. Kabri oradadır. Tîmûr Han onun için muhteşem bir türbe yaptırmıştır. Buhârâ’da Yûsuf-i Hemedânî’ye bağlandı ve mânevî ilimleri tahsil etti ve icâzet, diploma aldı...

“USTA BİR DALGIÇ OL!..”
Ahmed Yesevî hazretleri, sohbetlerinde buyurdu ki:
“Ey dostlar! Bir kimse, Allahü teâlânın aşkı ile yanıp yakılarak, bu denizde çok usta bir dalgıç olmadıkça, bundan çok daha derin olan vahdâniyet denizine giremez. Ona girmek için çok usta ve dikkatli bir dalgıç olmak gerekir.”
“Ahkâm-ı İslâmiyyeyi, İslâmî hükümleri tam bilmeyen, tatbik etmeyen bir kimse, evliyâlık yolunda bulunmaya kalkarsa, bunun îmânını şeytan çalar. Emir ve yasaklara uymakta gevşek olanlar, sonra da evliyâlık yolunda bulunduğunu, ilerlediğini, hattâ kendisinde bâzı hâllerin meydana çıktığını zanneden kimseler bu noktada çok yanılırlar. Bu hallerinin rahmânî olduğunu zannederler. Halbuki bunlar, abdestte, namazda, alışverişte birtakım noksanlarının bulunduğunu ve yiyip içtiklerinin haram olduğunu bilmezler. Kendisinde var zannettiği o hâller, şeytanın oyunudur. Şeytan onu idâresine almış, istediği gibi hareket ettirmekte, o ise velî olduğunu zannetmektedir. Bunlar ne kadar zavallı ve bedbahttırlar.”

“BİLMEM HÂLİM NİCE OLUR!..”
Ahmed Yesevî hazretleri 63 yaşına gelmişti. Resûlullah efendimizin âhirete teşrif buyurduğu andan îtibâren yeryüzünde bulunmayı kendilerine münâsip görmediler. Bu sebeple dergâhın bahçesine derin bir yer kazdırdı ve içini kerpiçle ördürdü. Mezar misâli olan o yerde, vefât edinceye kadar, devamlı ibâdet, tâat ve Allahü teâlâyı düşünmekle meşgûl oldu. Talebelerine ilim öğretmeye orada da devâm etti. Burada evliyâlık yolundaki makam ve dereceleri kat kat arttı. 125 yaşında vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce şu şiiri söyledi:
“Ey dostlarım, ölsem, ben, bilmem hâlim nice olur./Kabre girerek yatsam, bilmem hâlim nice olur./Götürüp lahde koysalar, arkaya bakmadan dönseler./Suâllerimi sorsalar, bilmem hâlim nice olur./Girse karış adlı yılan, dolansa tene o zaman./Kalmaz bütün bir üstühan, bilmem hâlim nice olur./Olsa kıyâmetin günü, hâzır olur cümleleri./Kıldığın ameller hani, bilmem hâlim nice olur...”

Toplam Görüntülenme: 837

Yayın tarihi: Çarşamba, 23 Mart 2011