Bu sayfayı yazdır

Ölüm peşimde, kabir önümde

Atâ Süleymî hazretleri, Tâbiîn devrinin büyük velîlerindendir. Basra’da doğdu. 757 (H.140) senesinden sonra vefât etti. Eshâb-ı kirâmdan Enes bin Mâlik hazretleriyle görüştü. Hasan-ı Basrî, Câfer bin Zeyd ve Abdullah bin Gâlib gibi velîlerinden ilim ve edeb öğrendi...

“ÖLMEK İSTER MİSİN?”
Atâ Süleymî hazretleri, bir kimseye; 
“Ölmek ister misin?” diye sordu. O kimse; “Hayır efendim. Ben biraz daha yaşayıp iyi amel yapmak, ondan sonra ölmek istiyorum” dedi. “Hem ölmek istemiyorsun hem de iyi amel yapmıyorsun. O halde senin hâlin dünyâya bağlanmış olmayı gösteriyor” buyurdu.
“Kıyâmet günü herkesin hesâbı görülür. Cennet ehli Cennete ve Cehennem ehli Cehenneme yerleştirildikten sonra Allahü teâlâ meleklere, Cehennemden iki kişi çıkarıp getirmelerini emreder. Allahü teâlâ meleklerin getirdiği iki kişiye; (Yerleriniz nasıldır?) diye suâl eder. Onlar; ‘Yâ Rabbî! Yerimizden daha zor yer yoktur’ derler. Allahü teâlâ buyurur ki: 
(Bunlar sizin işlediğiniz hatâların bedelidir. Ben aslâ, kimseye zulmetmem. Şimdi siz yerlerinize dönünüz!) Bunun üzerine o iki kişiden birisi koşarak, diğeri de bir adım atıp geri dönerek yürürler. Allahü teâlâ, meleklere bu kimseleri tekrar huzûra getirmesini emreder. Bunlar, tekrar huzûra getirilince, Allahü teâlâ, koşarak gidene, böyle gitmesinin sebebini sorar. O kimse; ‘Yâ Rabbî! Her şeyi daha iyi bilen sensin. Ben dünyâda iken senin emirlerine uymakta gevşek davrandığım için Cehennemi hak ettim. Emrine tekrar muhâlefet etmemek için; (Yerlerinize dönünüz!) emrinden sonra, yerime gitmek için koşmaya başladım’ der. 
Allahü teâlâ, ikinci kimseye de suâl eder ki: (Niçin bir adım atıp, sonra geri dönüp bakardın?) O kimse de; ‘Yâ Rabbî! Sen her şeyi en iyi bilensin. Zannettim ki, Allahü teâlâ Cehennemden çıkardıktan sonra, tekrar göndermez. Onun için her adımda dönüp dönüp bakardım’ der. Allahü teâlâ buyurur ki: 
(Ben kulumun zannettiği gibiyim. Bu iki kulumu da Cennete götürün!) O iki kimse Cennet’e kavuşur...

FERYÂD EDEREK BAYILDI!..
Beşir bin Mansûr Sülemî anlatır:
Atâ Süleymî bana şöyle dedi: “Ey Beşir! Ölüm peşimde, kabir önümde, gideceğim yer mahşer, geçeceğim yol Cehennem üzerindeki Sırât köprüsüdür. Bilemiyorum ki, Rabbim bana ne muâmele yapar?” Sonra öyle feryâd etti ki, düşüp bayıldı. Ayılınca; “Allah’ım! Dünyâdaki garipliğime acı. Ölüm ânında bana merhamet eyle. Senin huzûruna çıktığımda rahmetinle muâmele et” dedi ve ruhunu teslim etti...

Toplam Görüntülenme: 1109

Yayın tarihi: Pazar, 10 Ekim 2010