Bu sayfayı yazdır

Hanefî fıkıh âlimi Yahyâ bin Eksem


Yahyâ bin Eksem, Hanefî fıkıh âlimlerinin büyüklerindendir. İlmi çok, fikri parlak, kadri yüksek, şânı yüce bir velî idi. Künyesi Ebû Muhammed’dir. Nesebi, meşhûr Arap hâkimlerinden Eksem bin Sayfî’ye dayanır. 775 (H.159) senesinde Merv’de doğdu. 856 (H.242) de hacdan dönerken Medîne yakınlarında Rebeze’de 83 yaşında vefât etti..

MAHKEME REİSLİĞİ DE YAPTI
Yahyâ bin Eksem, Me’mûn zamanında mahkeme reisliği yapıyordu. Ona birisi gelip; “Allahü teâlâ kâdımıza iyilikler verip, hâlini iyi eylesin. Bana yemek yemede ölçüm ne olsun, söyler misin?” dedi. Yahyâ bin Eksem; “Açlık ile tokluk arasında yiyeceksin” dedi. O kimse tekrâr; “Gülmede ölçü ne olacak?” deyince; “Yüzünde açıklık olacak, fakat sesini yükseltmeyeceksin” cevâbını verdi. “Ağlama hakkında ne dersin?” diye sorunca; “Allahü teâlânın korkusundan ağladığını kimseye söyleme!” cevâbını verdi. “Amellerimi gizleme husûsunda ne söylersin?” deyince; “Gücünün yettiği kadar gizle” diye cevap verdi. “Amelimden ne kadar göstereyim?” deyince de; “Sâlih kimselerin sana uyacağı, insanların sana îtimâd edebileceği kadar” cevâbını verdi. Bu suâlleri soran şahıs, aldığı cevaplardan çok memnun oldu.
Yahyâ bin Eksem buyurdu ki:
“Koğucunun zararı, sihirbazın zararından daha çoktur. Koğucu az bir zaman içerisinde öyle zararlar yapar ki, sihirbaz onu bir ayda yapamaz.”

“SENİ MAĞFİRET ETTİM...”
Yahyâ bin Eksem vefât ettikten sonra, kendisini sevenlerden Ebû Abdullah Hüseyin isminde bir zât rüyâda görüp; “Allahü teâlâ sana ne muâmele eyledi?” diye sordu. Cevâbında; “Allahü teâlâ bana; ‘Yâ Yahyâ! Sen dünyâda, benim için şu, şu amelleri yapmıştın, değil mi?’ buyurdu. Ben de; ‘Yâ Rabbî! Ben yaptığım amellere değil, bana rivâyet edilen bir kudsî hadîse îtimâd edip ümitlendim’ dedim. Allahü teâlâ; ‘O hadîs-i kudsî nedir?’ buyurdu. Ben de; ‘Bana Muammer, İmâm-ı Zührî’den, o dahi Urve’den, o dahi hazret-i Âişe-i Sıddîka’dan, o dahi hazret-i Peygamber efendimizden, o dahi hazret-i Cebrâil’den o dahi Allahü teâlâdan haber verdiler. Allahü teâlâ; (Ben azîmüşşân, İslâmda ağaran saç ve sakala azâb etmekten hayâ ederim) buyurdu dedim.’ Allahü teâlâ hazretleri, o zaman; ‘Sen ve Muammer ve İmâm-ı Zührî ve Urve ve Âişe ve Muhammed aleyhisselâm ve Cebrâil sâdıksınız. Ben azîmüşşân dahi seni mağfiret ettim’ buyurdu...”

Toplam Görüntülenme: 1444

Yayın tarihi: Çarşamba, 30 Aralık 2009